Vous avez cherché: durdurmak (Turc - Anglais)

durdurmak
abort

bitirmeden durdurmak
abort

durdurmak istemiyorum.
i don't want to stop.

durdurmak zorunda kaldım.
i had to stop.

durdurmak ister misin?
do you want to stop?

tom'u durdurmak zorundasın.
you've got to stop tom.

bu katranlı kumları durdurmak
it is stopping the tar sands.

polis onlara durdurmak soyledi
the policemen said to them, stop

hıçkırığı durdurmak için ne yapmalıyım?
what should i do to stop hiccups?

tom'u durdurmak zorunda kaldım.
i had to stop tom.

listenize durdurmak için gidiyoruz demek
you say your going to stop

tom'u durdurmak için daha çok çabalamalıydım.
i should've tried harder to stop tom.

ama durdurmak isteyeceğiniz bir şekilde değil.
but not in a way that you want to stop.

"tek yapabileceğimiz bu, dumanı durdurmak" dedi.
he said, "that's all we can do, we've got to stop the smoke."

beklenmeyen acil bir durum anında, makineyi durdurmak
in case of an unexpected emergency situation,

onların tartışmasını durdurmak için elimden geleni yaptım.
i tried my best to get them to stop quarreling.

beagle servisi çalışıyor. durdurmak için buraya tıklayın.
beagle service is currently running. click here to stop.

japon askeri güçleri durdurmak için çok güçlü görünüyordu.
the japanese military forces seemed too strong to stop.

İçimizde çoğunlukla kişiye özel yaşadığımız hissini durdurmak istiyorum.
i want to stop feeling that we live inside mostly the private.

biyolojik çeşitlilik kaybını durdurmak için değerli tarlaları korumak önemlidir.
protecting valuable farmland is important for halting the loss of biodiversity.