Vous avez cherché: duyacak (Turc - Anglais)

herkes duyacak.
everybody gets heard.

duyacak beni tanrım.
therefore i will look unto the lord; i will wait for the god of my salvation: my god will hear me.

‹‹kim duyacak?›› derler.
behold, they belch out with their mouth: swords are in their lips: for who, say they, doth hear?

bir iğnenin düşüşünü duyacak kadar yeterince sessiz.
it's quiet enough to hear a pin drop.

allah'a saygı duyacak olan, nasihati düşünüp ders alır.
admonished is he indeed who feareth,

burada kalp atışlarınızı duyacak dünyayı palm marin’in penceresindeki berraklıkla izleyeceksiniz...
here you will hear your heartbeat and watch the world from the window of palm marin with a serenity.

ancak maggie, marge'a nadiren ihtiyaç duyacak kadar fazla bağımsızlaşır.
however, maggie becomes so independent that she rarely needs marge.

ancak nikoliç'i yenebilmek için, marsicanin de demokrat parti'nin desteğine ihtiyaç duyacak.
he too will need the support of the democratic party to beat nikolic.

buna rağmen özellikle raw formatta çekim yapacaksanız yüksek kapasiteli bellek kartlarına gerek duyacaksınız.
each raw file comes with an additional jpeg that also needs to be stored.