Vous avez cherché: eksik vermişim sana (Turc - Anglais)

o mağazada bana paranın üstünü eksik verdiler.
they short-changed me at that store.

sabredemediğin şeylerin iç yüzünü haber vereyim sana.
"but i will now explain the things you could not bear:

bak nasıl örnekler verdiler sana, nasıl sapıttılar.
behold! how they propound similitudes for thee!

İbrahim şöyle cevap verdi: "sana selam olsun.
[abraham] said, "peace will be upon you.

bak nasıl örnekler verdiler sana, nasıl sapıttılar. artık hiçbir yola varamazlar.
behold, how they strike similitudes for thee, and go astray, and cannot find a way!

allah'ın sana indirdiğiyle aralarında hüküm ver. sana gelen gerçekleri bırakıp onların hevesine uyma.
judge among them by what god has revealed to you and do not follow their desires instead of the truth which has come to you.

o zat, işte dedi, seninle benim aramda artık ayrılık bu. sabredemediğin şeylerin iç yüzünü haber vereyim sana.
(khidr) said: "this is the parting between me and you, i will tell you the interpretation of (those) things over which you were unable to hold patience.

onlar şöyle cevap verdiler: sana düşük seviyeli kimseler tabi olup dururken, biz sana iman eder miyiz hiç!
they answered: "shall we accept you even though it is the meanest of people who follow you?"

(Örneğin yüksek sıcaklık, düşük sıcaklık, kısa süre, uzun süre, eksik veri girilmesi, elektrik kesilmesi, hatalı veri girilmesi v.s)
(for example, high temperature, low temperature, short time, long time, entering missing data, power failure, entering wrong data, etc.)