Vous avez cherché: endişelenme (Turc - Anglais)

endişelenme.
don't be worried.

hey, endişelenme.
hey, don't worry.

bu kadar endişelenme.
don't be that worried.

endişelenme, mutlu ol!
don't worry, be happy!

endişelenme, peşinden gelmeyecek.
don't worry, he won't go after you.

endişelenme seni daha iyi yapmaz.
worrying never does you any good.

endişelenme. bu yaygın bir hata.
don't worry. it's a common mistake.

elinden geleni yap ve endişelenme.
do your best and don't worry.

size yetişecekler diye korkma, endişelenme.!"
do not be afraid of being overtaken, and have no fear [of getting drowned].

endişelenme, on ikiden önce dönmüş olacağım.
don't worry, i'll be back before twelve.

endişelenme, eğer bu olursa sadece birlikte çalışacağız!
don't worry, if that happens, we will just have to coordinate!

bu büyük bir anlaşma değil. onun hakkında endişelenme.
it's not a big deal. don't worry about it.

"endişelenme" "panik yapma" deriz başkalarına.
"don't worry," we like to say to one another. "don't panic."

"endişelenme." dedi. catherine'in güvende olduğundan emindi.
and he said, "don't worry." he was sure that catherine would be safe.

"endişelenme, biz sana bilgin bir oğul müjdesini veriyoruz," demişlerdi.
"have no fear," they said. "we bring you news of a son full of wisdom."

sabret, sabrın ancak allah'ın yardımıyladır. onlar için üzülme ve onların tuzaklarından da endişelenme.
and be patient and your patience is not but by (the assistance of) allah, and grieve not for them, and do not distress yourself at what they plan.

brüksel’in gösterdiği proaktif yaklaşım, avrupalıların, moskova konusunda endişelenme işini büyük ölçüde washington’a bıraktığı geçmiş günlerin artık geride kaldığının bir göstergesi.
the more proactive approach from brussels represents a departure from the past, during which the europeans were content to let washington do most of the worrying about moscow's influence.

"zenginliği arttıkça moore mirası hakkında endişelenmeye başladı.
"as his wealth grew, moore began to worry about his legacy.