Vous avez cherché: fazla değil (Turc - Anglais)

bu fazla değil.
that isn't much.

ama çok fazla değil.
but not too much.

cevap: fazla değil.
the answer is, not a lot.

biraz acıtacak,fazla değil
it will hurt a little, but not much.

yol trafik yükünden fazla değil
not more than the road traffic load

Çok fazla değil, öyle değil mi?
that is not too much, is it?

Çok fazla değil, izin verin göstereyim.
but not so -- let me demonstrate.

fazla görünmüyor - aslında, fazla değil.
it doesn't look like much -- in fact, it isn't like much.

denize yarım milden daha fazla değil.
it is no more than half a mile to the sea.

İstasyona kadar bir milden daha fazla değil.
it is no more than a mile to the station.

"herhangi başka bir türden daha fazla değil."
not any more than any other species."

Üstelik servetten de nasibi fazla değil!” dediler.
besides, he does not have abundant wealth."

tom santrançta benim için bir oyundan daha fazla değil.
tom is more than a match for me in chess.

coğrafi, makro-coğrafi farklılıklar çok fazla değil aslında.
the geographical, macro-geographical difference is not so big.

ancak böyle stk'lerin sayısı fazla değil", diyor.
there are not many of those ngos," puhalo told setimes.

insanlarda daha karmaşık olabilir, ama belki de o kadar fazla değil.
might be more complicated in humans, but perhaps not that much.

sağduyu asla çok fazla değildir.
prudence is never too much.

Çoğu insan için, bu seçimleri yapmaya değerdir, daha fazla değil, daha iyi yaşamak için.
for many people, those are choices worth making -- not to live longer, but to live better.

ve bana bakın, ihtiyaç 8 milyar daha fazla diyoruz ya, bu o kadar da fazla değil.
so you know what, when we talk about needing 8 billion more, it's not a lot.

vanghelie, "rakiplerim ne derse desin, belediye başkanlığı bana fazla değil," şeklinde konuştu.
"the general mayoralty is not too much for me, no matter what my opponents say," vanghelie insists.