Vous avez cherché: hakkini helal et (Turc - Anglais)

rahip bana hakkını helal etti.
the priest gave me his blessing.

diğerlerinde, koşer ve helal et yasaklandı, biz burada konuşurken.
in others, kosher and halal meat are being banned, as we speak.

allah, alışverişi helal etti, faizi haram.
but allah has permitted trade and has forbidden interest.

bu da onların, alışveriş de faiz almaya benzer, onun eşidi demelerindendir. allah, alışverişi helal etti, faizi haram.
that is because they say, trading is only like usury; and allah has allowed trading and forbidden usury.

allah, alışverişi helal etti, faizi haram. rabbinden kendisine öğüt verilen, faizden vazgeçerse eskiden aldıkları ona aittir, işi de allah'a ait.
he unto whom an admonition from his lord cometh, and (he) refraineth (in obedience thereto), he shall keep (the profits of) that which is past, and his affair (henceforth) is with allah.

ey peygamber, mehirlerini verdiğin eşlerini ve allah'ın ganimet olarak sana ihsan ettiği ve senin de temellük ettiğin cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin, seninle beraber yurdundan göçen kızlarını helal ettik sana.
prophet, we have made lawful for you your wives whom you have given their dowry, slave girls whom god has given to you as gifts, the daughters of your uncles and aunts, both paternal and maternal, who have migrated with you.