Vous avez cherché: kaldığı (Turc - Anglais)

bu onun kaldığı tapınaktır.
this is the temple where he stays.

geç kaldığı için onu suçlamamalısın.
you shouldn't blame him for being late.

gezilemeyen alanlarda kaldığı bildirilmiştir.
it has been reported that it remains within non-trafficable areas.

bu tom'un genellikle kaldığı otel.
this is the hotel where tom usually stays.

geç kaldığı için bir bahane buldu.
he invented an excuse for being late.

geç kaldığı için tom mary'ye kızdı.
tom got mad at mary because she was late.

otobüs geç kaldığı için taksiye bindim.
i took a taxi because the bus was late.

otobüs geç kaldığı için, taksiye bindim.
as the bus was late, i took a taxi.

İç ortamlardaki havalandırmanın yetersiz kaldığı durumlarda,
in cases where there is insufficient ventilation in the interior,

dosya aktarımına kaldığı yerden devam etmeksizin isteği yinele.
retry the request without attempting to resume transfer.

film, guevara'nın ülkede kaldığı günlere göre organize edilir.
the film is organized by the number of days that he was in the country.

aç kaldıkları için karınları böyle incelmeye başlıyor.
their bellies start to get thinner like this because they're hungry.