Vous avez cherché: kalkacak soyle (Turc - Anglais)

kalkacak
say that he will get up

tren yakında kalkacak.
the train will depart soon.

uçak bir saat içinde kalkacak.
the plane will take off in one hour.

uçağın saat kaçta kalkacak?
what time does your plane leave?

onların uçakları yakında kalkacak.
their plane will soon take off.

bir sonraki tren saat kaçta kalkacak?
what time does the next train leave?

bu quarter itibarı ile hold u kalkacak.
as of this quarter, hold will be removed.

ve, liste kisa bir sure once soyle gozukuyordu.
and the list looked something like this a little while ago.

sağdaki nesne ise 5 yıl icinde kullanimdan kalkacak.
whereas the object on the right is obsolete after five years.

ayağa kalkacak güçleri kalmadı, yardım da görmediler.
and neither stand up nor defend themselves.

soyle dedi, 'londraya vermek iztedigim vizyon bu.
he said, "that's the vision i want to give to london.

yeni yasayla sırbistan'daki petrol İthali yasağı kalkacak
new regulation would lift gasoline import ban in serbia

ayağa kalkacak güçleri kalmamış, yardım edenleri de olmamıştı.
so they were not able to rise up, nor could they defend themselves-

soyle sorunlar icin bir yardima ihtiyac duyduklarinda nereye giderler?
where do they go when they need help for this kind of stuff?

soyle bir baktigimizda insanlarin gerizekali gibi davrandigini goruyoruz. tum ulkede.
then, just staying above the earth for one more second, people are acting like idiots, all across the country.

soyle ki size soyledigim uc ortami dusunun fabrika,gocmenlik hali, ofis.
so, think of the three settings i've talked to you about: factory, migration, office.

burada bir isaret var, cevirisi soyle, "aile planlamasi kurallarina uyun.
here is a sign that, translated, says, "obey the birth control law.

fakat birgün gelecek, saraybosna'daki bu görünmeyen sınırlar ortadan kalkacak.
somewhere along the way there will be a reaching of hands across these invisible lines that one sees in sarajevo, for example.

ben soyle dedim, "bosverin, biz de o durumda kurallari degistiririz."
then i said, "well fuck it, we'll just change the rules."

ben soyle dedim, " kesin olan birsey var, apple markasini kopyalamayin."
i said, "well you don't copy apple, that's for sure."