Vous avez cherché: karmaşayı (Turc - Anglais)

karmaşayı bir düzene sokmaya çalışıyorlar.
they're attempting to bring order to chaos.

ab'nin en zorlu mücadelesi: karmaşayı yönetmek
the eu's biggest challenge: managing complexity

giderleri ve karmaşayı azaltarak bt'yi basitleştirmek için çalışıyoruz.
we are committed to simplifying it by reducing cost and complexity.

benzer aktivitelerin gruplandırılması ve geçiş bölgelerinin yaratılması, bu karmaşayı önleyebilir.
grouping similar activities and creating transition regions can prevent this complexity.

eğer o peygamberi bir melek kılsaydık kuşkusuz onu bir er kişi yapacaktık ve içine yuvalandıkları kuşku ve karmaşayı onların üzerlerine giydirmiş olacaktık.
and had we appointed an angel as a prophet, we would still have made him as a man and would keep them in the same doubt, as they are now in.

bu yüzden herhangibir problem için, daha yukarıdan bakmak ve karmaşayı kucaklamak, daha çok önemsenen basit detaylar üzerine daha fazla yakınlaşmak demektir.
so for any problem, the more you can zoom out and embrace complexity, the better chance you have of zooming in on the simple details that matter most.

esasen "gölge ekonomi" denilen yasal karmaşayı yaratan, yıkılan komünist rejimlerde ve yunanistan'da yerleşik devlet kontrollerinin ağır bedelidir.
in fact, it is the onerous cost of the state controls established in the former communist countries and in greece that creates the legal wilderness known as the "shadow economy".

kent yaşamının karmaşasının ardından, sakinliği ve huzuru doyasıya yaşayacağınız 3. İstanbul moda evleri’nde size bir ömür boyu mutluluklar dileriz.
we wish you a lifetime of happiness in 3. İstanbul moda evleri where you will experience calm and serenity after the hustle and bustle of urban life.