Vous avez cherché: kim demiş asker aşık olmaz diye (Turc - Anglais)

kim demiş "suç bedel ödemez" diye?
who says crime doesn't pay?

kim demiş futbol yalnızca erkeklerin ilgisini çeker diye?
who says only men are interested in football?

1800'e kadar gidiyor, ne olur ne olmaz diye.
it goes as far back into the past as 1800, 'cause you never know.

avusturalya'nın archibald sanat Ödülü: "kim demiş suç bedel Ödemez diye?"
australia's archibald art prize: 'who says crime doesn't pay?' · global voices

yani, kızlar olarak, cesaretle başlıyoruz -- "evet, kim demiş?"
i mean, as girls, we start off feisty -- "yeah, who says?"

ancak yetkili, "İtalya yoksa proje de olmaz." diye vurguladı.
he stressed, however, that "without italy, there isn't a project."

kendisine, arnavutlar ve sırpların bunu başarıp başaramayacağı sorulduğunda ise, "kim demiş başaramazlar diye?" şeklinde cevap veriyor.
asked if albanian and serbs can manage this, he replies: "who says that they can't?"

genç bir askere aşık oldu.
she fell in love with a young soldier.

bize, duvarında günlük işlerini hatırlatan bir not ve “ne olur ne olmaz” diye yazılmış çeşitli kahve tarifleri bulunan mutfağını gösteriyor.
she shows us her kitchen, with a reminder of her daily duties posted on the wall and recipes for the preparation of various kinds of coffee posted beside it "just in case".

petrus, ‹‹benim ayaklarımı asla yıkamayacaksın!›› dedi. İsa, ‹‹yıkamazsam yanımda yerin olmaz›› diye yanıtladı.
peter saith unto him, thou shalt never wash my feet. jesus answered him, if i wash thee not, thou hast no part with me.

musa, ‹‹bu doğru olmaz›› diye karşılık verdi, ‹‹Çünkü mısırlılar tanrımız rabbe kurban kesmeyi iğrenç sayıyorlar. İğrenç saydıkları bu şeyi gözlerinin önünde yaparsak bizi taşlamazlar mı?
and moses said, it is not meet so to do; for we shall sacrifice the abomination of the egyptians to the lord our god: lo, shall we sacrifice the abomination of the egyptians before their eyes, and will they not stone us?

ve: Şayet kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, (şimdi) şu alevli cehennemin mahkumları arasında olmazdık! diye ilave ederler.
and they say: had we been wont to listen or have sense, we had not been among the dwellers in the flames.