Vous avez cherché: kurtaramayacak (Turc - Anglais)

serveti onu kurtaramayacak.
surely he shall not feel quietness in his belly, he shall not save of that which he desired.

sizi kurtaramayacak insanlara güvenmeyin.
put not your trust in princes, nor in the son of man, in whom there is no help.

Çukura yuvarlandığı zaman malı onu kurtaramayacak.
and his money will not avail him when he plummets.

gözetleme kulesinde bizi kurtaramayacak bir ulusu bekledikçe bekledik.
as for us, our eyes as yet failed for our vain help: in our watching we have watched for a nation that could not save us.

sanherib İsrailin tanrısı rabbi aşağılamak için yazdığı mektuplarda da şöyle diyordu: ‹‹Öteki ulusların tanrıları halklarını elimden kurtaramadıkları gibi, hizkiyanın tanrısı da halkını elimden kurtaramayacak.››
he wrote also letters to rail on the lord god of israel, and to speak against him, saying, as the gods of the nations of other lands have not delivered their people out of mine hand, so shall not the god of hezekiah deliver his people out of mine hand.

de ki: “duanız olmazsa rabbim size ne diye değer versin ki?ama siz, ey inkârcılar! size bildirdiklerimi yalan saydınız, artık bu günahtan yakanızı kurtaramayacaksınız.”
say (o dear prophet mohammed – peace and blessings be upon him) “you have no value before my lord if you do not worship him; so you have denied – therefore the punishment that remains, will occur.”