Vous avez cherché: o hayat benim (Turc - Anglais)

o hayat benim
hayat

o hayat benim 55
that life is mine 55

o hayat benim bu tarz benim gece
that life is mine

o, hayat verir, o öldürür.
it is god who gives life and causes things to die.

benim hayatım benim kurallarım
my life my rules

mahabuba şimdi, o hayat kurtarıyor, yüzlerce binlerce kadını.
so now, mahabuba, she is saving the lives of hundreds, thousands, of women.

dışarıya bakıyorsunuz: gördüğünüz bütün güzellikler, etrafınızda gördüğünüz bütün o hayat, ve bu zeki konuşmayı yapan buradaki sizin ve benim gibi zeki insanlar.
you look outside: you have all that beauty that you see, all that life that you see around you, and here we have intelligent people like you and i who are having a conversation here.

o hayat veriyor, o öldürüyor. gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişi o'nun için.
and he it is who giveth life and causeth death, and his is the difference of night and day.

o, hayatın bir parçası.
it's part of life.

o, hayatımdaki en iyi gündü.
that was the best day of my life.

o hayatların her biri çok önemli.
each one of those lives matters a lot.

o, hayatını fakirlerin arasında çalışmaya adadı.
she devoted her life to working among the poor.

o, hayatını fakir insanlara yardım etmeye adadı.
he dedicated his life to helping the poor.

artık o "hayattan daha büyük kişi" olamıyordum.
i could not live this larger than life person.

o, hayatını hindistan'daki hastaları tedavi etmeye adamak istiyor.
he intends to devote his life to curing the sick in india.

bir arı kovanı bulun ve bir otlak geliştirin, ve sizin hayatınıza geri dönen o hayatı izleyin.
get a beehive and grow a meadow, and watch that life come back into your life.

İşte böyle önemli olmasından dolayı bu teknolojinin sorunlarına yakından bakmaya karar verdim, çünkü o hayatımız için çok gerekli.
and it's this importance why i decided to look into the issues that this technology has, because it's so fundamental to our lives.

o zümrede herkesin mutlu olması bekleniyordu. oysa hayatım cehennem gibiydi. beni döven ve bana her şekilde saldıran alkolik bir babayla yaşıyordum.
and everyone was supposed to be happy in that community and, in fact, my life was hell. i lived with an alcoholic father who beat me and molested me, and it was all inside that.

göklerin ve yerin hâkimiyeti o'nundur. hayatı veren ve hayatı alıp öldüren o’dur.
for him only is the kingship of the heavens and the earth; he gives life and causes death; and he is able to do all things.

allah, (o yüce varlıktır) ki sizi yaratmış, sonra rızıklandırmıştır; sonra o, hayatınızı sona erdirecek, daha sonra da sizi (tekrar) diriltecektir.
allah is he who created you and provided food for you, then he causeth you to die, and then he shall quicken you.