Vous avez cherché: orada olup onu ısırmak istiyorum (Turc - Anglais)

senden onun hâlâ orada olup olmadığına gidip bakmanı istiyorum.
i want you to go and see if it's still there.

2.30'a kadar orada olup olmayacağını bilmek istiyorum.
i need to know if you'll be there by 2:30.

orada olup biteni düşündüm.
and i was there thinking about what was going on.

orada olup olmayacağını bilmem gerekiyor.
i need to know if you'll be there.

ben bir doktor olup onlara hizmet etmek istiyorum.
i want to be a doctor to serve them."

orada olup da bundan kesinlikle etkilenmeyen tek bir kişi vardı.
there was one person there that was definitely not impressed.

2.30'a kadar orada olup olmayacağını bilmem gerekiyor.
i need to know if you'll be there by 2:30.

bana orada olup yılda bir milyar dolar kazanacağınızı söylüyorsanız -- bu inanılır değil.
telling me you're going to be out there making a billion dollars a year -- that's not believable.

kütüphaneye gitmeniz gerekir, dipnot vs. için gerekli olan kitapların orada olup olmadıklarına bakarsınız.
you had to go to the library, see if you could get them to find the books for you, you know, footnotes and all that.

bu, allah'ın lütfu olup onu dilediğine verir.
such is allah's favour: he bestows it on whomsoever he pleases.

peki, orada olup biteni fark etmediler mi?doğrusu onlar öldükten sonra diriltileceklerini hiç düşünmezler.
are they not wont to see it?

orada, olup bitenleri uzaktan izleyen birçok kadın vardı. bunlar, celileden İsanın ardından gelip ona hizmet etmişlerdi.
and many women were there beholding afar off, which followed jesus from galilee, ministering unto him:

o da düşmanları olup onlara karşı savaştı.
but they rebelled, and vexed his holy spirit: therefore he was turned to be their enemy, and he fought against them.

sadece bir sopa olup, ona kedi bağırsağı bağlıyorlardı.
they would just take a stick and a catgut and string it up.

allah kullarının bütün yaptıklarından haberdar olup onları görmektedir.
allah is aware and sees his worshipers.

İnkâr edenlerin dostları ise tağutlar olup onları aydınlıktan karanlıklara götürürler.
allah is the helper and protector of those who believe in him: he brings them out of the depths of darkness into the light.

ve orada olup biten şudur: wolfram alpha sadece bir şeye bakmıyor; uluslararası uzay istasyonunun şu anda nerede olduğunu, ne kadar hızlı gittiğini vs eş zamanlı olarak hesaplıyor.
and what's happening here is that wolfram alpha is not just looking up something; it's computing, in real time, where the international space station is right now at this moment, how fast it's going, and so on.

Çünkü o, kullarından haberdar olup onların bütün yaptıklarını ve yapacaklarını görmektedir.
but he sends [it] down in an amount which he wills. indeed he is, of his servants, acquainted and seeing.

bizimle buluşmayı ummayan, dünya hayatına razı olup onunla rahat edenler ve bizim ayetlerimizden gaflet edenler...
indeed those who do not expect to encounter us and who are pleased with the life of this world and satisfied with it, and those who are oblivious of our signs

peki, orada olup biteni fark etmediler mi?doğrusu onlar öldükten sonra diriltileceklerini hiç düşünmezler. [26,174; 37,137-138; 15,76-79]
did they not see it? but they do not expect resurrection.