Vous avez cherché: orada yaşayan herkes bir yalancıdır (Turc - Anglais)

orada yaşayan herkes bir yalancıdır
everyone living there is a liar

orada hemen hemen yaşayan herkes bir yalancıdır
almost everyone living there is a liar

tabi, orada yaşayan bir türk arkadaşım var.
of course, there's a turkish friend of mine living there.

tom bir yalancıdır.
tom's a liar.

orada yaşayan halkın suçu bağışlanacak.
and the inhabitant shall not say, i am sick: the people that dwell therein shall be forgiven their iniquity.

google bir yalancıdır.
google is a liar.

burada yaşayan herkes zengin değildir.
not everyone who lives here is rich.

herkes bir dil konuşuyor.
everyone speaks a language.

herkes bir araba alamıyor.
everyone can't afford a car.

orada yaşayan organizmaların bulunup bulunmadığı ise tabii ki, bambaşka bir konu.
whether or not there are living organisms there, of course, is an entirely different matter.

tom mary'den daha kötü bir yalancıdır.
tom is a worse liar than mary.

dipteki milyarda yaşayan herkes bu konuda yoğun çaba sarf ediyor.
in all the societies of the bottom billion, there are intense struggles to do just that.

kfor'un temel görevi ülkede yaşayan herkes için güvenli ve emniyetli bir ortam sağlamak.
kfor's basic mission is to provide a safe and secure environment for everybody in the country.

nüfusun çoğunluğu müslüman olan olsa da orada yaşayan yahudi aileleri de vardır.
the population is predominantly muslim, but there are also jewish families residing there.

yeryüzünde yaşayan herkesi gözler.
from the place of his habitation he looketh upon all the inhabitants of the earth.

manaşşe oğlu makirin soyundan gelenler gidip gilatı ele geçirerek, orada yaşayan amorluları kovdular.
and the children of machir the son of manasseh went to gilead, and took it, and dispossessed the amorite which was in it.

musa yeryüzünde yaşayan herkesten daha alçakgönüllüydü.
(now the man moses was very meek, above all the men which were upon the face of the earth.)

yeruşalimde yaşayan herkes olayı duydu. tarlaya kendi dillerinde kan tarlası anlamına gelen hakeldema adını verdiler.
and it was known unto all the dwellers at jerusalem; insomuch as that field is called in their proper tongue, aceldama, that is to say, the field of blood.

setimes'a konuşan koz, "ataşehir'in gecekondu bölgesinde yaşayan herkes, yeni binalara taşınacak.
"everyone that is living in the gecekondu in atasehir is going to be relocated to the new buildings," koz told setimes.

bir yalancıydı.
he was a liar.