Vous avez cherché: sabırsızlıkla (Turc - Anglais)

seni sabırsızlıkla bekliyorum
i'm looking forward to you

bunu sabırsızlıkla bekliyorum.
i've been looking forward to this.

cevabınızı sabırsızlıkla bekliyorum.
i'm looking forward to your reply.

onun hediyesini sabırsızlıkla bekliyorum.
i'm looking forward to his present.

baharın gelişini sabırsızlıkla bekliyorum.
i'm looking forward to the return of spring.

doğum günü partisini sabırsızlıkla bekliyor.
she is looking forward to her birthday party.

bu projenin ilerlemesini sabırsızlıkla bekliyorum.”
i am eagerly waiting for this project to move forward," he said.

raporla ilgili yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum.
i look forward to your comments on the report.

sdxc formatlı hafıza kartlarını sabırsızlıkla bekliyoruz.
we simply can't wait for the launch of the sdxc.

tom bana sabırsızlıkla beklediği bir şeyi olmadığını söyledi.
tom told me he had nothing to look forward to.

onayınızı sabırsızlıkla bekliyoruz. lütfen yazıyla onaylayınız.
we look forward to your confirmation. please confirm in writing.

tom'un yıllık ziyaretini her zaman sabırsızlıkla bekleriz.
we always look forward to tom's annual visit.

yerel sakinler, inşaatın tamamlanmasını sabırsızlıkla beklediklerini söylüyorlar.
locals say they could hardly wait for the construction to be completed.

yaz tatilinde bazı arkadaşlarımla izu peninsula etrafında yürümeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
i am looking forward to walking around the izu peninsula with some of my friends during summer vacation.

obama, makedonya'nın örgüte katılacağı günü sabırsızlıkla beklediğini söyledi.
obama said he looks forward to the day when macedonia will join as well.

kragujevaclı mileta stojkoviç, "yeni modellerin üretiminin başlamasını sabırsızlıkla bekliyorum.
"i can't wait for the production of new models to start.

ancak halkın en sabırsızlıkla beklediği şey, serbest vize rejimi ve serbest dolaşım.
however, what citizens look most forward to is the chance for a liberalised visa regime and free movement.

bu hedeflere ulaşılabileceğine inanıyorum ve bunun gerçekleştirilmek için sizlerle birlikte çalışmayı sabırsızlıkla bekliyorum." şeklinde konuştu.
i believe these goals may be achieved and i am looking forward to starting to work together with you on their realisation," ridge said.

katılımcılar, hırvatistan, arnavutluk ve makedonya'nın bölgesel istikrarı artıracak olan nato üyeliklerini sabırsızlıkla beklediklerini de belirttiler.
they said they look forward to the accession of croatia, albania and macedonia to nato, which would strengthen regional stability.

onların keşfetmeyi beklemeleri lazım, onların kolonileşmeyi beklemeleri lazım, onların yeni buluşları sabırsızlıkla beklemeleri lazım. onlara bu lazım.
they need to look forward to exploration; they need to look forward to colonization; they need to look forward to breakthroughs.