Vous avez cherché: sende üzülme (Turc - Anglais)

Üzülme.
don't be sorry.

lütfen üzülme.
please don't be sad.

acıma, üzülme...
with pity, you know. sadness.

geçmiş hakkında üzülme.
don't worry about the past.

Üzülme. burada güvenliyiz.
don't worry. we're safe here.

Üzülme. tom'la konuşacağım.
don't worry. i'll talk to tom.

Üzülme, yalnız kötülüğe sürükler bu seni.
cease from anger, and forsake wrath: fret not thyself in any wise to do evil.

eğer onlar senin nübüvvetini yalan saydılarsa, üzülme!
if they accuse you of lying, messengers before you were accused of lying.

eğer seni yalanlıyorlarsa (üzülme), onlardan öncekiler de yalanlamışlardı.
and if they belie thee, then surely those before them have also belied.

"senin gerçekten kardeşinim. artık onların yaptıklarına üzülme."
he said, "i am your brother, so do not feel distressed about whatever they have been doing."

eğer (bunlar) seni yalanlıyorlarsa (üzülme çünkü) bunlardan öncekiler de yalanlamışlardı.
and if they belie thee, then surely those before them have also belied.

böylece seni annene geri verdik ki gözü aydın olsun, üzülmesin.
so we brought thee back to thy mother, that her eye might be cooled and she should not grieve.