Vous avez cherché: seni aradım ama ulaşamadım (Turc - Anglais)

seni aradım.
i called you.

aradım, ama bulamadım.
by night on my bed i sought him whom my soul loveth: i sought him, but i found him not.

onu her yerde aradım ama bulamadım.
they looked for him everywhere but didn't find him.

aradım, ama telefonuna cevap vermiyor.
i called him, he's not answering.

tom'u aradım ama bağlantısı kesildi.
i called tom, but his number's been disconnected.

tom'un evini aradım ama kimse cevap vermedi.
i called tom's house, but nobody answered.

tom seni aradı.
tom called you.

bir taraftan seni yemeğe davet etmek için, diğer taraftan sana oğlumun evleneceğini söylemek için seni aradım.
i called you, on the one hand to invite you out to eat, and on the other to tell you my son is going to get married.

sen yokken meg seni aradı.
meg called you during your absence.

dün partide gözümüz seni aradı.
we missed you very much at the party yesterday.

‹‹İçlerinde duvarı örecek, gedikte durup önümde ülkeyi savunacak, onu yerle bir etmemi engelleyecek bir adam aradım, ama hiç kimseyi bulmadım.
and i sought for a man among them, that should make up the hedge, and stand in the gap before me for the land, that i should not destroy it: but i found none.

ve aslında grubumuzun rakam uzmanı tim'e sordum-- yaklaşık bir yıl boyuncasağlık hizmetlerinde buna benzer matematik, istatistik ve modelleme yapabilecek birisini aradım ama kimseyi bulamadım. biz de finans endüstrisine gittik.
i actually asked tim, who is the quant in our group -- we actually searched for about a year to find someone who could do the sort of math and statistics and modeling in healthcare, couldn't find anybody. so, we went to the finance industry.

İsa şu benzetmeyi anlattı: ‹‹adamın birinin bağında dikili bir incir ağacı vardı. adam gelip ağaçta meyve aradı, ama bulamadı.
he spake also this parable; a certain man had a fig tree planted in his vineyard; and he came and sought fruit thereon, and found none.