Vous avez cherché: seninle zaman geçirmek istiyorum (Turc - Anglais)

seninle biraz zaman geçirmek istiyorum.
i want to spend some time with you.

hayatımı seninle geçirmek istiyorum.
i want to spend my life with you.

hayatımın kalanını seninle geçirmek istiyorum.
i'd like to spend the rest of my life with you.

ailemle daha fazla zaman geçirmek istiyorum.
i want to spend more time with my family.

bu ışıkta sizle ve herkesle zaman geçirmek istiyorum.
i want to dwell in that light with you and with everyone.

zaman geçirmek için caddelerde dolaştım.
i strolled along the streets to kill time.

seninle zaman geçirmeyi gerçekten seviyorum.
i really enjoy spending time with you.

bazıları zaman geçirmek için kitaplar okurlar.
some read books to kill time.

bazı insanlar zaman geçirmek için kitap okurlar.
some people read books to kill time.

onunla zaman geçirmek isteriz. canayakın görünüyor.
we'd like to spend time with him. he looks friendly.

boston'da daha fazla zaman geçirmek istemedim.
i didn't want to spend any more time in boston.

bu günlerde zaman geçirmek için bahçe işleriyle uğraşıyorum.
i am gardening these days just to kill time.

tom'la yalnız başıma birkaç saniye geçirmek istiyorum.
i'd like to spend a few moments with tom alone.

tom boston'da gerektiğinden daha fazla zaman geçirmek istemedi.
tom didn't want to spend any more time than necessary in boston.

bu şarkıyı, stadyumda seslendirirken harika zaman geçirmek için yazdım.
i basically wrote it so i could have a great time doing it in a stadium.

dışarısı o kadar sıcak ki bütün günü klimalı evimde geçirmek istiyorum.
it's so hot outside that i want to spend all day in my air conditioned house.

bu bir nevi bir teleskop ile zaman geçirmek gibi, tek fark size ait bağlantı noktanızın olması.
it'll be, in a sense, like having time on a telescope, except you'll have your own port.

gidip yaşlı insanlarla zaman geçirmek ve onların hikayelerini dinleyip sözlü geçmişlerini kaydetmek istiyoruz.
we want to go and spend time with the old people and hear their stories and record their oral histories.

seninle zaman geçirilmez, sadece toplanır -- aynı zamanda hem saklamak umuduyla hem de serbest bırakarak anlar toplanır.
there's no passing time with you, only collecting -- the collecting of moments with the hope for preservation and at the same time release.

belgrad'da polis tarafından korunan plavsiç erkek kardeşinin ailesiyle zaman geçirmek istediğini söyledi ve bildirildiğine göre siyasetten uzak duracak.
plavsic, who will enjoy police protection in belgrade, said she wants to spend time with her brother's family, and is reportedly planning to steer clear of politics.