Vous avez cherché: tutmak (Turc - Anglais)

tutmak
take hold

basılı tutmak
hold down (mouse button or key)

seni tutmak istiyorum.
i want to hold you.

paketi tutmak için '='
'=' to place packages on hold

balık tutmak eğlencelidir.
fishing is fun.

senin sözünü tutmak için.
i have refrained my feet from every evil way, that i might keep thy word.

arabamı orada tutmak istiyorum.
i want to keep my car there.

bir günlük tutmak iyi bir alışkanlıktır.
keeping a diary is a good habit.

güney eyaletlerini zayıf tutmak istediler.
they wanted to keep southern states weak.

kosova bütçesini kontrol altında tutmak zor
kosovo budget proves hard to keep in check

bu kişi nefes tutmak için oldukça donanımlı.
and this guy is perfectly built for holding his breath.

bf: İnan bana, bunları tutmak istemezsin.
bf: you don't want to hold these, trust me.

* İnsan nezaketi ve onurunu saygin tutmak.
::to hold in esteem human courtesy and honor.

ayaklarını sıcak tutmak için kalın çoraplar giymelisin.
you need to wear thick socks to keep your feet warm.

• dÖf numaralarını vermek ve dÖf takİp listesi tutmak
• to provide the numbers of corrective and preventative action and to keep corrective and preventative action follow-up list

dinlenmek ve yasımı tutmak için yeterli zamanım vardı.
and i had time to relax and to grieve.

birisi fark edene kadar planı gizli tutmak zorundasın.
you must keep the plan secret until someone notices it.

"kötü davranıştan piyasaları sorumlu tutmak mantıklı değil."
"it's not rational to blame the markets for bad behavior."

kupayı yunanistan'da tutmak için çok sayıda girişim başlatıldı.
several initiatives have been launched to keep the cup in greece.

uuim’nin durumunu akılda tutmak kaydıyla, aşağıdakileri söyleyebiliriz:
bearing in mind the ndo’s situation, we can say that: