Vous avez cherché: verildiği yer (Turc - Anglais)

verildiği Şehir:
issuing city:

belgenin ne sıfatla verildiği :
for what reason the document has been submitted:

beyannamenin hangi sıfatla verildiği
title of declaration

tanımlamanın isminin verildiği alandır.
it is the area where the name of the definition is given.

ve elçilere randevu verildiği zaman,
and the appointed time to bring the messengers together arrives, (then shall the promised event come to pass).

başlangıçtan önce son dozun verildiği tarih
the date when the last dose is given before the starting

input tanımlamasının isminin verildiği alandır.
it is the area where the name of the input definition is given.

tanımlanmış olan alarmın isminin verildiği alandır.
it is the area where the name of the alarm defined is given.

tanımlanan decoeder servisinin isminin verildiği alandır.
it is the area where the service name of the decoder defined is given.

tanımlanacak verildiği alandır. olan scramler servisini isminin
it is the area where the name of the scramler service to be defined is given.

ts manipulation - ts duplicate servisini isminin verildiği alandır.
it is the area where the name of the ts manipulation - ts duplicate service is given.

birinci gün (ilacın verildiği gün) üzerinden zaman hesaplanır.
the time is calculated over the first day (the day when the drug is administrated).

\\ linebreak komutu latex' in güncel satırı, komutun verildiği yerde kesmesini sağlar.
the \\linebreak command tells latex to break the current line at the point of the command.

Öneri paketinde “bağımsızlık” kelimesine yer verilmemekle birlikte, kosovalı arnavut tarafına istediklerinin büyük bölümünün verildiği görülüyor.
although the package stops short of mentioning the word "independence", it gives the kosovo albanian side most of what it was looking for.

mick jagger ve grup arkadaşları, konserin verildiği yerden, sahil şeridinden ve kentin muhteşem oteli splendid’den ne kadar etkilendiklerini gizlemedi.
mick jagger and his band mates did not hide how impressed they were with the venue, the coast and the town's magnificent hotel splendid.

bir sandalda olduğumuzu... ...ve hepimize iki tane yapay yer fıstığı... ...verildiğini düşünün.
imagine that when we got on this boat, we were all given two styrofoam peanuts.

eĞİtİm verİldİĞİne daİr tutanak
record of training