Vous avez cherché: void'in kapandığından haberim yoktu (Turc - Anglais)

düne kadar haberim yoktu.
it was not until yesterday that i got the news.

o anda hayatımın sonsuza dek değişeceğinden haberim yoktu.
i had no idea that at that moment my life was going to change forever.

müzik nedir, onu bile bilmiyordum -- hiç haberim yoktu.
i wasn't even aware of music -- not even aware of it.

düzenlenen bir basın toplantısında kalmeta, “miociç’in yasadışı faaliyetlerinden haberim yoktu.
"i was not aware of any of his criminal activities," he says.

ondan henüz haberim yok.
i have had no news from him yet.

hiç bir şeyden haberleri yoktu.
and they perceive not (the result of that).

aramızdaki görüşmeden de haberleri yoktu.
and they had no idea about this request that she'd made of me.

dün geceki gazetede çok haber yoktu.
there wasn't much news in last night's newspaper.

sizin tapınmanızdan bizim haberimiz yoktu" derler.
'it was not us that you worshipped.

bana bu ses dosyası gönderildi ve kimin yaptığından haberim yok.
and what happened was i was sent this piece of audio and had no idea who generated the audio.

fakat hidrojen sülfitçe bu kadar zengin olacağından haberimiz yoktu.
we weren't really aware that it would be so rich with sulfides, hydrogen sulfides.

annem, benimle ama benim haberim yokken yaşgünümü kutlamıştı bunca zaman.
my mother had been celebrating my birthday with me, without me.

kusari-lila, "tırlarımız geri çevrilene kadar bir şeyden haberimiz yoktu.
"we did not know that until our trucks were turned back.

rapor firmasının şimdiye kadarki verilere göre rapor firmasının yukarıda belirtilen iştirakten haberi yoktur.
reporting company has not informed of the foregoing participation according to the current data.