Vous avez cherché: yapılabilecek (Turc - Anglais)

raporda yapılabilecek değişiklikler sınırlı.
"limited changes to the report are possible.

en fazla dört tur oylama yapılabilecek.
up to four rounds of voting could be held.

bu yapılabilecek son derece umutlu bir şey.
it's a remarkably hopeful thing to do.

bu herkesi aşılayarak yapılabilecek bir şey değildi.
it wouldn't do just to vaccinate everyone.

Önpanel ile yapılabilecek temel ayarlar şunalardır:
the basic settings that can be made with the front panel are as follows:

yapılabilecek değişikliklere ait ana başlıklar aşağıdaki gibidir.
main topics on the changes to be made are as follows.

yapılabilecek en kötü röportaj, mütevazı kimselerle yapılandır.
the worst interviews that you can ever have are with people who are modest.

bu yapılabilecek mantıklı bir şey mi? falan filan.
is that a responsible thing to do? etc., etc.

yapılabilecek her türlü anlaşmanın uygulanmasına katkıda bulunmaya hazırız.
we also stand ready to contribute in the implementation of any agreements that might be reached.

bu alana yönelik yapılabilecek ilgili ayarlar aşağıdaki şekildedir:
the related settings can be made in this area are as follows:

o kadar yapılabilecek şey var ki, ama çok az tur programı çıkartıyorlar.
there are many activities to do, but they organize few tour programs.

bu sayede mekanik değişiklikler ve tesiste yapılabilecek geliştirmeler kolayca uygulanabilecektir.
in this way, mechanical changes and improvements that can be made in the facility shall be performed easily.

bundan böyle bu kişiler hakkında meclis kararı olmadan kovuşturma yapılabilecek.
they can be now investigated without parliamentary approval.

bunların hepsi yapılabilecek harika şeyler, ama hemşirelerimin hiçbirinden haberi yoktu.
all of these would have been great things to do, and my nurses had no idea.

bir defasında çoklu giriş yapılabilecek şekilde onaylanmış sırbistan vizesi için 70 avro ödedim.
at one time, i paid 70 euros to obtain a visa for serbia, which was approved with multiple entries.

araştırma sırasında yapılabilecek işlemler aşağıda sıralanmıştır, ancak bunlarla sınırlı değildir;
the processes that can be made during the investigation include, but are not limited to, the following:

ana enkazda pek yapabilecekleri bir şey yoktu. orası bayağı -- yapılabilecek bir şey kalmamıştı.
couldn't do a lot in the main rubble pile, things were just too -- there was nothing left to do.

bitmiş barajı denetledikten sonra konuşan basescu, "yapılabilecek her şeyin yapıldığını düşünüyorum.
"i think everything that could be done was done.

ayrıca, yeni ortaya çıkan niş pazarlarda girişimci sermayenin kullanılması teşvik edilerek yapılabilecek çok şey de vardır.
there is also a lot to be achieved by promoting the use of venture capital in embryo niche markets.

lifipi gibi bazı blog yazarları, anlaşmaların mevcut şartlar altında yapılabilecek en iyileri olduğunu söyleyerek hükümeti savunuyor.
some bloggers, like lifipi, defended the government, saying the agreements are the best it could have done under the circumstances.