Vous avez cherché: kocası (Turc - Espagnol)

kocası onu över.
se levantan sus hijos y le llaman: "bienaventurada." y su marido también la alaba

naomi, kocası elimelek ölünce iki oğluyla yalnız kaldı.
pero elimelec, marido de noemí, murió; y ella quedó con sus dos hijos

kocası almanya'da çalışmış mıydı yoksa okumuş muydu?
¿su esposo había trabajado o estudiado en alemania?

yakup meryemin kocası yusufun babasıydı. meryemden mesih diye tanınan İsa doğdu.
jacob engendró a josé, marido de maría, de la cual nació jesús, llamado el cristo

gömleğinin arkadan yırtıldığını görünce (kocası, eşine:) “anlaşıldı!” dedi.
¡josé!

kocası herhangi bir suçtan suçsuz sayılacak, kadınsa suçunun cezasını çekecek.› ››
así aquel hombre será libre de culpa, y la mujer cargará con su propia culpa.

kocası hakkında seninle tartışan ve allah'a şikayette bulunan kadının sözünü allah işitmiştir.
alá ha oído lo que decía la que discutía contigo a propósito de su esposo y que se quejaba a alá.

allah, kocası hakkında seninle tartışan ve allah'a şikayette bulunan kadının sözlerini işitti.
alá ha oído lo que decía la que discutía contigo a propósito de su esposo y que se quejaba a alá.

kocası, yusuf'un gömleğini arka taraftan yırtılmış görünce hiç şüphe yok ki dedi bu, sizin düzenlerinizden.
y cuando vio que su camisa había sido desgarrada por detrás dijo: «es una astucia propia de vosotras.

kocası, kadının kendi isteklerini denetlemesi için adadığı adağı ya da ant içerek kendini altına soktuğu yükümlülüğü onaylayabilir ya da geçersiz kılabilir.
todo voto y todo juramento que contrae obligación para humillarse puede ser confirmado por su marido o anulado por su marido

sonra uşaklarına, ‹‹Önümden gidin, ben arkanızdan geliyorum›› dedi. kocası navala hiçbir şey söylemedi.
luego dijo a sus criados: --id delante de mí, y he aquí que yo voy tras vosotros. pero nada reveló a su marido nabal

beşinci defa da, eğer (kocası) doğru söyleyenlerden ise allah'ın gazabının kendi üzerine olmasını diler.
e imprecando una quinta la ira de alá sobre sí si él dijera la verdad.

kocası da bunu duyar, karşı çıkmaz, ona engel olmazsa, kadının adadığı bütün adaklar ya da kendini altına soktuğu her yükümlülük geçerli sayılacak.
si su marido se entera, calla al respecto y no se lo prohíbe, todos sus votos serán válidos, y toda obligación que ella asuma será válida

kocası gömleğin arkadan yırtılmış olduğunu görünce, karısına hitaben "doğrusu bu sizin hilenizdir, siz kadınların fendi büyüktür" dedi.
¡josé! ¡no pienses más en eso!

ama bu ikinci kocası kendi rızasıyla onu boşar ve kadın ile ilk kocası allah'ın koyduğu evlilik hukukunu yerine getireceklerine inanırlarsa, nikâhla bir araya gelmelerinde bir günah yoktur.
si este último la repudia. no hay inconveniente en que aquéllos vuelvan a reunirse, si creen que observarán las leyes de alá.

beşinci defa da, eğer (kocası) doğru söyleyenlerden ise, allah'ın gazabının kendi üzerine olmasını dilemesi kendisinden cezayı kaldırır.
e imprecando una quinta la ira de alá sobre sí si él dijera la verdad.

gömleğinin arkadan yırtıldığını görünce (kocası, eşine:) “anlaşıldı!” dedi. “bu, siz kadınların oyunlarınızdan biri!
y cuando vio que su camisa había sido desgarrada por detrás dijo: «es una astucia propia de vosotras.

onun gömleğinin arkadan çekilip-yırtıldığını gördüğü zaman (kocası): "doğrusu, bu sizin düzeninizden (biri)dir.
y cuando vio que su camisa había sido desgarrada por detrás dijo: «es una astucia propia de vosotras.

(kadının kocası, yusuf'un) gömleğinin arkadan yırtılmış olduğunu görünce (kadına): "bu, sizin düzeninizdendir, dedi, gerçekten sizin düzeniniz büyüktür!"
y cuando vio que su camisa había sido desgarrada por detrás dijo: «es una astucia propia de vosotras. es enorme vuestra astucia...