Vous avez cherché: nadir (Turc - Espagnol)

nadir
nadir

nadir metal
tierras raras

nadir toprak:
tierras raras:

nadir olanı süz
& filtrar inusuales

nadir toprak elementlerinin rengini seçer
selecciona el color de los elementos de las tierras raras

daha nadir kullananlar arasında bağımlılık riski daha azdır.
el riesgo de dependencia es menor cuando el consumo es menos frecuente.

doğrudan aşırı dozdan kaynaklanan ölümler nadir gibi görünmekte ve
en otros países (por ejemplo, grecia, portugal, finlandia), las muertes alcanzaron su nivel más alto alrededor del año 2000.

Öte yandan manüel ayar yapılmasını gerektiren durumlarla çok nadir karşılaşıyoruz.
cabe acotar, sin embargo, que rara vez nos encontramos frente a situaciones que requirieran la intervención manual.

en nadir türlerimizin pek çoğu aslında geleneksel tarım uygulamalarının sürmesine bağımlıdır.
muchas de nuestras especies más escasas dependen hoy por hoy de la continuidad de prácticas agrícolas tradicionales.

cihaz kullanım kılavuzuna çok nadir olarak başvurmanızı sağlayan son derece sezgisel bir yapıda tasarlanmış.
el manual del usuario se necesita sólo de vez en cuando, para comprender totalmente el significado de una función, pero seguramente se familiarizará rápidamente con la cámara.

buprenorfinin agonist-antagonist farmakolojik niteliklerine atfedilen buprenorfin zehirlenmesinden kaynaklanan ölümler nadir gibi görünmektedir.
las muertes por envenenamiento de buprenorfina son poco frecuentes, lo cual se atribuye a las características farmacológicas agonista-antagonista de esta droga.

11-12 yaşında çocuklar bildirilmiştir ama genellikle eroin için tedavi talebi gençler arasında nadir gibi görünmektedir.
hay algunos informes esporádicos de personas muy jóvenes (menores de 15 años) que solicitan tratamiento por consumo de heroína (180), por ejemplo, niños de 11 o 12 años en sofía (bulgaria); pero, en general, la demanda de tratamiento por heroína suele ser poco frecuente entre los más jóvenes.

15 yaşından önce yasadışı uyuşturucu kullanımı nadir olduğundan, öğrenciler için yaşam boyu ve bir önceki yılda kullanım yaygınlıkları benzerdir.
para los escolares, la prevalencia a lo largo de la vida y durante el último año es similar, ya que el consumo de drogas ilegales antes de los 15 años de edad es raro.

buprenorfin zehirlenmesinden kaynaklanan ölümler nadir gibi görünmekte, söz konusu durum bu uyuşturucunun agonist-antagonist farmakolojik özelliklerine bağlanmaktadır.
los opiáceos están presentes en la mayoría de casos de «muertes súbitas por consumo de drogas» causadas por sustancias ilegales que se registran en la ue, aunque en muchos casos se detectan también otras sustancias en los exámenes toxicológicos, concretamente, alcohol, benzodiazepinas y, en algunos países, cocaína.

metamfetamin kullanımı Çek cumhuriyeti ve slovakya dışında nadir olmakla beraber, bu uyuşturucunun bulunabilirliği ya da kullanımı diğer ülkeler tarafından da düzensiz olarak rapor edilmektedir.
la producción local plantea también un desafío para los cuerpos y fuerzas de seguridad, dado que las superficies de cultivo se encuentran en las proximidades de los consumidores, son relativamente fáciles de ocultar y no es necesario transportar las drogas a través de las fronteras nacionales.

zengin kontrastlı görüntülerin detaylarında rastlanan purple etkisi pentax optio wpi dijital fotoğraf makinesi ile çekilen fotoğraflarda çok nadir olarak görülüyor, bu pentax açısından son derece olumlu bir gelişme.
la desviación púrpura presente en detalles ricos en contraste sobre una imagen (aberración cromática) apenas se produce con la pentax optio wpi, algo que supone un gran logro.

bu resimdeki önemli bir unsur, şu anda avrupa pazarında bulunan farklı kenevir ürünleridir: kenevir sakızı; bitkisel kenevir ve çok daha nadir olmakla beraber, kenevir yağı.
históricamente, han sido habituales en europa tres formas principales de cannabis: la resina de cannabis, la hierba de cannabis y, con mucha menos frecuencia, el aceite de cannabis.

ecstay’nin söz konusu olduğu ölümler nadir olmakla beraber, bir süre önce rapor edilmeye başlandığında, genellikle sosyal açıdan entegre olmuş gençler arasında beklenmeyen bir şekilde meydana geldiğinden, önemli bir endişe kaynağı olmuşlardır.
los hombres representan la mayoría de muertes por sobredosis de opiáceos (59 %-100 %); las mayores proporciones de muertes de mujeres se localizan en la república checa, polonia y eslovaquia, y las más bajas en italia, lituania y luxemburgo.

2000’den beri (birleşik krallık, fransa, amerika birleşik devletleri ve avustralya’da) yürütülen çalışmalardan elde edilen adli kanıtlar, cinsel saldırı amacıyla gizlice uyuşturucu verme vakalarının nispeten nadir olduğuna işaret etmekle beraber, eksik raporlama veya gecikmiş raporlamadan dolayı, gerçek görülme oranı daha yüksek olabilir.
los datos forenses disponibles a partir de los estudios realizados desde el año 2000 (en el reino unido, francia, los estados unidos y australia) indican que la administración encubierta de drogas asociada a delitos de agresión sexual no es frecuente, si bien la incidencia real podría ser mayor debido a los casos no denunciados o denunciados con menor prontitud.