Réalisées par des traducteurs professionnels, des entreprises, des pages web ou traductions disponibles gratuitement.
bu kişiler, susuz pınarlar, fırtınanın dağıttığı sis gibidirler. onları koyu karanlık bekliyor.
son fuentes sin agua y nubes arrastradas por la tempestad. para ellos se ha guardado la profunda oscuridad de las tinieblas
İsrail, yahuda ve edom kralları birlikte yola çıktılar. dolambaçlı yollarda yedi gün ilerledikten sonra suları tükendi. askerler ve hayvanlar susuz kaldı.
partieron, pues, el rey de israel, el rey de judá y el rey de edom, y dieron un rodeo de siete días, hasta que les faltó agua para el ejército y para los animales que les acompañaban
bazı tepkimeler susuz ortamda yürütülmek zorundadır; bunu mümkün kılmak için bir kurutma tübü kullanılabilir. kurutma tüplerinde atmosferdeki suyu soğuracak su çekici bir kimyasal bulunur.
algunas reacciones necesitan mantenerse libres de agua. para hacer esto posible se puede usar un tubo de secado. en su interior existe una sustancia higroscópica que absorbe el agua de la atmósfera.
rabbin üzerinize göndereceği düşmanlara kölelik edeceksiniz. aç, susuz, çıplak kalacaksınız; her şeye gereksinim duyacaksınız. rab sizi yok edinceye dek boynunuza demir boyunduruk vuracak.
servirás a tus enemigos que jehovah enviará contra ti, en medio del hambre, de la sed, de la desnudez y de la falta de todas las cosas. Él pondrá sobre tu cuello un yugo de hierro, hasta destruirte
‹‹o vakit doğru kişiler ona şu karşılığı verecek: ‹ya rab, seni ne zaman aç görüp doyurduk, susuz görüp su verdik?
entonces los justos le responderán diciendo: "señor, ¿cuándo te vimos hambriento y te sustentamos, o sediento y te dimos de beber