Vous avez cherché: bana ne (Turc - Français)

bana ne
quoi pour toi

bana ne verebilirsin?
que peux-tu me donner ?

bana ne oldu tahmin et.
devine ce qu'il m'est arrivé ?

İnsan bana ne yapabilir?
l`Éternel est pour moi, je ne crains rien: que peuvent me faire des hommes?

tom bana ne yapacağımı söyleyemez.
tom est incapable de me dire quoi faire.

bana ne kadar indirim verebilirsin?
quelle remise pouvez-vous m'accorder ?

vah bana, ne olurdu, ben falanı dost tutmasaydım!
malheur à moi! hélas! si seulement je n'avais pas pris «un tel» pour ami!...

"bana ne oluyor da kulluk etmeyecekmişim beni yaratana?
et qu'aurais-je à ne pas adorer celui qui m'a créé?

"bana ne olmuş ki, beni yaratana ibadet etmeyecekmişim!
et qu'aurais-je à ne pas adorer celui qui m'a créé?

"vah yazıklar bana, ne olurdu da filanı dost edinmeseydim."
malheur à moi! hélas! si seulement je n'avais pas pris «un tel» pour ami!...

ben sadece bana ne vahyediliyorsa ona uyarım. Çünkü ben açıkça uyaran bir elçiden başka bir şey değilim.
je ne fais que suivre ce qui m'est révélé; et je ne suis qu'un avertisseur clair».

mikaya, ‹‹yaşayan rabbin hakkı için, rab bana ne derse onu söyleyeceğim›› diye karşılık verdi.
michée répondit: l`Éternel est vivant! j`annoncerai ce que l`Éternel me dira.

de ki: ben ancak rabbim bana neyi vahy ederse ona uyarım.
dis: «je ne fais que suivre ce qui m'est révélé de mon seigneur.

o gün rab'den merhamet bulmasını dilerim. efes'te onun bana ne kadar hizmet ettiğini sen de çok iyi bilirsin.
que le seigneur lui donne d`obtenir miséricorde auprès du seigneur en ce jour-là. tu sais mieux que personne combien de services il m`a rendus à Éphèse.

esav, ‹‹baksana, açlıktan ölmek üzereyim›› dedi, ‹‹İlk oğulluk hakkının bana ne yararı var?››
Ésaü répondit: voici, je m`en vais mourir; à quoi me sert ce droit d`aînesse?

de ki: allah'tan başka taptıklarınız, gösterin bana, ne yarattılar yeryüzünde, yoksa göğü idarede bir ortaklıkları mı var?
dis: «que pensez-vous de ceux que vous invoquez en dehors d'allah? montrez-moi donc ce qu'ils ont créé de la terre!

avram, ‹‹ey egemen rab, bana ne vereceksin?›› dedi, ‹‹Çocuk sahibi olamadım. evim Şamlı eliezere kalacak.
abram répondit: seigneur Éternel, que me donneras-tu? je m`en vais sans enfants; et l`héritier de ma maison, c`est Éliézer de damas.

gösterin bana, ne yarattılar onlar yeryüzünde, yoksa göklere bir ortaklıkları mı var onların, yahut da onlara bir kitap mı verdik de onlar, apaçık bir delile sahip?
ont-ils été associés à la création des cieux? ou leur avons-nous apporté un livre qui contienne des preuves [pour ce qu'ils font?]»

de ki: İlk gönderilen peygamber değilim ben ve bana ne yapılacağını da bilmem, size ne yapılacağını da; ancak bana vahyedilene uyarım ve ben, apaçık bir korkutucudan başka bir şey de değilim.
dis: «je ne suis pas une innovation parmi les messagers; et je ne sais pas ce que l'on fera de moi, ni de vous. je ne fais que suivre ce qui m'est révélé; et je ne suis qu'un avertisseur clair».

davut oradan moavdaki mispa kentine gitti. moav kralından, ‹‹tanrının bana ne yapacağı belli oluncaya dek annemle babamın gelip yanınızda kalmasına izin verir misin?›› diye bir istekte bulundu.
de là david s`en alla à mitspé dans le pays de moab. il dit au roi de moab: permets, je te prie, à mon père et à ma mère de se retirer chez vous, jusqu`à ce que je sache ce que dieu fera de moi.