Vous avez cherché: helal (Turc - Français)

helal
halal

hakkini helal
hakkini halal et

hakkini helal et
pardonne-moi

helal olsun eulat
bon travail

hakkini helal eder misiniz
halal

hakini helal edion mi ?
hakini halal edion?

bunlar onlara helal değildir.
et rendez-leur ce qu'ils ont dépensé (comme mahr).

haram helal demeden mirası yiyorsunuz.
qui dévorez l'héritage avec une avidité vorace,

kendilerine neyin helal olduğunu sana soruyorlar.
ils t'interrogent sur ce qui leur est permis.

bugün, size temiz olanlar helal kılındı.
«vous sont permises, aujourd'hui, les bonnes nourritures.

allah, alışverişi helal etti, faizi haram.
alors qu'allah a rendu licite le commerce, et illicite l'intérêt.

bugün size bütün temiz nimetler helal kılındı.
«vous sont permises, aujourd'hui, les bonnes nourritures.

oysa allah alışverişi helal, faizi haram kıldı.
alors qu'allah a rendu licite le commerce, et illicite l'intérêt.

size okunacak olanların dışındaki hayvanlar size helal kılındı.
vous est permise la bête du cheptel, sauf ce qui sera énoncé [comme étant interdit].

kadınlara zorla mirasçı olmaya kalkmanız size helal değildir.
il ne vous est pas licite d'hériter des femmes contre leur gré.

ey insanlar, yeryüzünde helal ve temiz olan şeyleri yiyin.
o gens!

artık elde ettiğiniz ganimetten helal ve temiz olarak yeyin.
mangez donc de ce qui vous est échu en butin, tant qu'il est licite et pur.

karşınızda okunarak açıklananlar hariç, tüm hayvanlar size helal kılınmışır.
le bétail, sauf ce qu'on vous a cité, vous a été rendu licite.

halbuki allah, alım-satımı helal, faizi haram kılmıştır.
alors qu'allah a rendu licite le commerce, et illicite l'intérêt.

allah'ın size helal ve temiz olarak verdiği rızıklardan yiyin.
et mangez de ce qu'allah vous a attribué de licite et de bon.