Réalisées par des traducteurs professionnels, des entreprises, des pages web ou traductions disponibles gratuitement.
sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanırlar. ayrıca biz onları ceylan gözlü hûrilerle evlendirdik.
[staranno] appoggiati su divani disposti in ranghi e daremo loro in spose le fanciulle dai grandi occhi neri.
dinsel açıdan temiz ya da kirli kişi bu eti ceylan ya da geyik eti yer gibi yiyebilir.
soltanto ne mangerete come si mangia la carne di gazzella e di cervo; ne potrà mangiare chi sarà immondo e chi sarà mondo
" sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak"onları, ceylan gözlü hurilerle evlendirmişizdir:
[staranno] appoggiati su divani disposti in ranghi e daremo loro in spose le fanciulle dai grandi occhi neri.
Özenle dizilmiş tahtlar üzerinde yaslanmışlardır. ve biz onları iri-ceylan gözlü hurilerle evlendirmişiz.
[staranno] appoggiati su divani disposti in ranghi e daremo loro in spose le fanciulle dai grandi occhi neri.
bu durumdaki hayvanları kentlerinizde yiyebilirsiniz. dinsel açıdan temiz ya da kirli kişi bunların etini ceylan ya da geyik eti yer gibi yiyebilir.
lo mangerai entro le tue città; chi sarà immondo e chi sarà mondo ne mangeranno senza distinzione, come si mangia la gazzella e il cervo
yafada, İsa öğrencisi olan tabita adında bir kadın vardı. tabita, ceylan anlamına gelir. bu kadın her zaman iyilik yapıp yoksullara yardım ederdi.
a giaffa c'era una discepola chiamata tabità, nome che significa «gazzella», la quale abbondava in opere buone e faceva molte elemosine
onlara şöyle denir: "İşlediklerinizden ötürü, dizi dizi tahtlara yaslanarak afiyetle yiyin için." onlara, ceylan gözlü eşler veririz.
[sarà detto loro]: “mangiate e bevete in serenità, [ricompensa questa] per quel che avete fatto!”.
petrus elini uzatarak onu ayağa kaldırdı. sonra kutsallarla dul kadınları çağırdı, ceylanı diri olarak onlara teslim etti.
egli le diede la mano e la fece alzare, poi chiamò i credenti e le vedove, e la presentò loro viva