Vous avez cherché: birey (Turc - Japonais)

birey
個人

tek bir birey,
売約済みであることを示している

birey olarak etmiyorum.
ぼく個人はそうだけど

bizim de, diğer her birey gibi
誰でも全ての生命は、

İnanılmaz bir birey ve grup aptallığı!
愚かな行為をしたやつらがいる

- seni evine alıp bakacak olan yetişkin birey.
あなたの世話をする 大人のことよ

bir çift olmadan önce birey olmayı öğrenmem lazım.
もっとマシになれるまで

bana onun normal bir birey olduğunu söyleyebilir misin?
彼は安定してるとでも？

bir birey olarak judith winstead'e çok acıdım.
ジュディス・ウィンステッド "人" よ 彼女のために... 恐怖を感じました

bu, İletişim zincirinde sizi özgün bir birey olarak kimliklendiriyor.
一連のコミュニケーション連鎖の中で

bu dürtü sizi, yetişkin bir birey olana dek izledi mi?
この衝動は成人期にも 続いて起こりましたか？

Çocukların asıl sorunu büyüyünce nasıl bir birey olacaklarını asla bilmemendir.
子供の問題は どんな結末か あなたは 決して知ることがない

kişiyi kolay etkilenebilen, kontrol edilebilen bir birey haline dönüştürür.
それは暗示をかけるみたいに 制御するものよ

ama bana bulaşmasaydınız normal hayatı normal arkadaşları olan normal bir birey olurdum.
それか ほっといてくれたら─ 普通に生きられた 普通の友達と

dr. lawson halkımız için önemli bir birey, gençlerimiz için bir ilham kaynağıydı.
ローソン先生は 社会的に重要な人でした そして 多くの若者の発想の源

herkes gözlerini kapatsın ve altı birey olarak değil, tek vücut olarak şükredelim.
みんな目を閉じろ 俺たちは6人の人間じゃない

eğer brodsky doğruyu söylüyorsa bu birey bir hainse onları tutuklayıp buraya getirmek senin görevin.
ブロツキー情報が 真実なら − もし そいつが反逆者なら そいつを阻止し ここに連れてこい

kayıtsız şartsız, hiçbir birey değerlendirmesi yapılmadan ve etki altında kalmadan ömür boyu bu haktan mahrum edilemez.
状況の如何を問わず いかなる者も 永年の偏見によることなく その権利と正当な対価を 拒否されない

hepimiz bir yanılsama içindeyken duyusal deneyimler ve hislerin gelişimi sayesinde birey olduğumuzu sanan fakat aslında bir hiç olan bireyleriz.
錯覚の下で 自己確立してる 五感や感情を使って― 自己確立するよう プログラムされてる

karar verebilme duygusuna sahip birer birey olarak dünyanın önde gelen bilimadamlarından gelen uyarılara ne kadar kulak astığımız da ayrı bir soru!
ここで、一つの質問があります 人が世界の一流の科学者が 発した警告を聞き、いかに対処すべきか 決断する必要に迫られた時