Vous avez cherché: kaybedince (Turc - Japonais)

yani bir kez kaybedince...
そうだ

pencere odaklanmayı kaybedince
ウィンドウがフォーカスを失う

annemizi kaybedince başladı.
母さんが死んだ時もそうだった。

lisansımı kaybedince bana iş teklif etti.
私が医師免許を剥奪された時 仕事を持ちかけて来た

sanki her şeyi kaybedince artık anlıyorum.
最終的に 何もかも失うと理解してます

ve onu birinin fantezisinde kaybedince kendini kaybetmiş.
他人に奪われて壊れたんです

İlk maçı kaybedince insanlar ikinci maçı da kaybedeceğimizi düşündüler.
僕達が２戦目も負けるって みんな思っていたかもね

sorunları iki yıl önce ailesini trafik kazasında kaybedince başlamış.
両親が交通事故死か

knicks kaybedince hep böyle oluyor, burama kadar geldi.
下着を失くす度に 調達する方法よ もうたくさん

görüş yetisini tamamen kaybedince daha sık ziyaret etmeye başladım.
彼が視力を完全に失った後 私は 前よりよく訪ねるようになりました

kaybedince çok üzülme. zaten buraya hiçbir zaman ait olmadın.
酷い負け方で ガッカリするなよ 所詮 お前の居場所じゃない

Şu anda onlarla olmalıydım, ama bacağımı kaybedince... ..araç kullanamaz oldum...
わしは戻るつもりはなかったが 足を切られては・・・

birliğinden ayrılıp iletişimi kaybedince ölmüş. sınırdaki isyancıların yerini belirlemeye çalışıyormuş.
部隊と連絡が途絶えて 敵の位置がわからなかったの

lisbon, sacramaneto'da california araştırma bürosunda çalışıyordu jane de karısı ve çocuğunu kaybedince...
彼女は サクラメントの カリフォルニア州捜査局で働いてて その時 ジェーンの奥さんと子供が・・・

ceketleri alın, telefonları kaybedin.
ジャケットを取って、電話を捨てて