Vous avez cherché: filistlilerle (Turc - Norvégien)

bir süre sonra filistlilerle govda yine savaş çıktı. bu savaş sırasında huşalı sibbekay rafa soyundan saf adındaki adamı öldürdü.
siden blev det atter strid med filistrene; det var ved gob; da slo husatitten sibbekai saf, som hørte til rafas barn.

bunun üzerine saul davutu kovalamayı bırakıp filistlilerle savaşmaya gitti. bu yüzden oraya sela-hammahlekot adı verildi.
så vendte saul tilbake og forfulgte ikke david lenger, men drog mot filistrene; derfor har de kalt dette sted sela-hammahlekot*. / {* undkomst-klippen.}

filistlilerle İsrailliler arasında yeniden savaş çıktı. davutla adamları gidip filistlilere karşı savaştılar. o sıralarda davut bitkin düştü.
atter kom det til krig mellem filistrene og israel; og david drog ned med sine menn, og de stred med filistrene. david blev trett,

bir süre sonra filistlilerle gezerde savaş çıktı. bu savaş sırasında huşalı sibbekay, rafa soyundan sippayı öldürünce, filistliler boyun eğdiler.
siden kom det til et slag med filistrene ved geser; da slo husatitten sibbekai sippai, som hørte til rafas barn, og de blev ydmyket.

o sırada filistliler İsraille savaşmak için askeri birliklerini topladılar. akiş davuta, ‹‹adamlarınla birlikte benim yanımda savaşacağını bilmelisin›› dedi.
på den tid hendte det at filistrene samlet sine hærer for å dra i strid mot israel; og akis sa til david: du vet vel at du må dra ut med mig i striden, både du og dine menn.