Hai cercato la traduzione di he made a promise to take me to the... da Inglese a Turco

he made a promise to take me to the movies.
o beni sinemaya götürmeye söz verdi.

he has made a promise to come again.
tekrar gelmek için söz verdi.

i made a promise to tom.
tom'a bir söz verdim.

he was kind enough to take me to the bus stop.
beni otobüs durağına götürme nezaketini gösterdi.

he made a sharp turn to the left.
o, sola keskin bir dönüş yaptı.

he made a sharp turn to the right.
o, sağa doğru keskin bir dönüş yaptı.

my mother permitted me to go to the movies.
annem sinemaya gitmeme izin verdi.

when i saw that, i made a promise to myself.
bunu görünce kendime bir söz verdim.

i need a driver to take me to the station. it's raining.
beni istasyona götürecek bir şoför lâzım. yağmur yağıyor.

the man went out of his way to take me to the station.
adam beni istasyona götürmek için zahmet etti.

will this road take me to the station?
bu yol beni istasyona götürecek mi?

please take me to the grand hotel.
lütfen beni grand hotel'e götürün.

jimmy begged me to take him to the zoo.
jimmy onu hayvanat bahçesi götürmem için bana yalvardı.

could you take me to the grand hotel?
beni grand hotel'e götürebilir misin?

how long will it take me to walk to the station?
İstasyona kadar yürümem ne kadar sürecek?

the favor he needs to repay is simple: to take the don's nephew, big fat paulie, to the movies.
peter'ın yapması gereken şey çok basittir: don'un kuzeni olan koca Şişko paulie'yi sinemaya götürmek.

has he looked to the unseen, or has he made a pledge to the merciful one?
bu adam gaybı mı öğrendi, yoksa rahman katında bir söz mü aldı?

he made a way to his anger; he spared not their soul from death, but gave their life over to the pestilence;
onları salgın hastalığın pençesine düşürdü.

whereas earlier they had made a promise to god that they would never turn their backs; and a promise made to god is answerable.
and olsun ki, daha önce, sırt çevirip kaçmayacaklarına dair allah'a ahd vermişlerdi. allah'a verilen ahd sorulacaktır.

and they adopted a very interesting approach to education, which was they were going to take me to a school that they can barely afford.
İlginç bir eğitim anlayışı geliştirerek okul taksitlerini ödeyebildikleri müddetçe devam edebileceğim bir özel okula yazdırdılar beni,