Hai cercato la traduzione di nodded da Inglese a Turco

tom nodded.
tom başını salladı.

tom nodded back.
tom yine başını salladı.

he nodded to me.
o, bana başını salladı.

i must have nodded off.
uyuyakalmış olmalıyım.

grandfather nodded toward me.
büyükbaba bana doğru kafasını salladı.

he nodded to me as he passed.
o, geçerken bana başını salladı.

he nodded in response to my question.
sorumu yanıtlamak için başını salladı.

he nodded when i asked if he understood.
anlayıp anlamadığını sorduğumda başını salladı.

tom whispered something in mary's ear and she nodded.
tom mary'nin kulağına bir şeyler fısıldadı ve o, başını salladı.

the clerk nodded, so the woman wrote a check and handed it over.
katip başını salladı bu yüzden kadın bir çek yazdı ve onu teslim etti.

now notice, he nodded there, he was giving me some indication he was understanding the flow of communication.
bakın, kafasını salladı. İletişimin akışını anladığına dair bana bir belirti gösterdi.

he told journalists in march that more transfers of indictees are coming, and nodded when asked whether that list includes the two top fugitives.
mart ayında basın mensuplarına verdiği demeçte kostunica, başka zanlı iadelerinin de geleceğini söyledi ve bunların arasında iki baş zanlının yer alıp almadığı yönündeki bir soruya başıyla evet işareti yaptı.

now, chances are that over the last winter, if you had been a beehive, either you or one of the two people you just nodded at would have died.
Şimdi, eğer siz bir arı kovanı olsaydınız geçtiğimiz kış mevsimindeki şansınız şuydu, siz yada selamlaştığınız iki kişiden birisi ölmüş olmalıydı.

she was maybe eight feet tall and looked like she could beat me up with one hand, but instead she just nodded at me and said, "hey, i really felt that. thanks."
boyu iki buçuk metre falandı heralde, ve tek eliyle beni yere yapıştırabilirmiş gibi görünüyordu, ama bunun yerine başını salladı ve "hey, gerçekten güzeldi. teşekkürler." dedi.

and i said, "and i think the color is perfect," and they all nodded their head, except for gaudence, and i said, "what?"
ve ben "bence renk de çok güzel." dedim, ve gaudence hariç hepsi onaylar bir şekilde kafa salladı, ben "ne oldu?" dedim.