Da traduttori professionisti, imprese, pagine web e archivi di traduzione disponibili gratuitamente al pubblico.
they said, “lord, we fear he may persecute us, or become violent.”
(musa ile harun) "rabbimiz! onun bize kötülük yapmasından veya azgınlığını artırmasından korkarız" dediler.
why persecute ye me, when ye well know that i am allah's messenger unto you?
benim size gönderilen allah elçisi olduğumu bilip durduğunuz halde, beni neden incitiyorsunuz?"
but none believed in moses except some children of his people, for fear that pharaoh and his chiefs would persecute them.
fir'avn'ın ve adamlarının, kendilerine kötülük yapmasından korktukları için kavminin içinde musa'ya, yalnız genç bir kuşaktan başkası inanmadı.
but none believed in moses except some youths from among his people, for the fear of pharaoh and his elite that he would persecute them.
fir'avn'ın ve adamlarının, kendilerine kötülük yapmasından korktukları için kavminin içinde musa'ya, yalnız genç bir kuşaktan başkası inanmadı.
reportedly, the seven may have collaborated with the generals in the "criminal project" to persecute serbs from krajina.
bildirildiÄine göre, bu kiÅilerin krajinalı sırplara zulmetme amaçlı "suç projesinde" generallerle iÅbirliÄi yapmıÅ olma ihtimalleri bulunuyor.
blessed are ye, when men shall revile you, and persecute you, and shall say all manner of evil against you falsely, for my sake.
‹‹benim yüzümden insanlar size sövüp zulmettikleri, yalan yere size karşı her türlü kötü sözü söyledikleri zaman ne mutlu size!
surely for those who persecute believers, men and women, and do not repent afterwards, is the punishment of hell, and the punishment of burning.
ama inanmış erkek ve kadınlara işkence ederek onları dinlerinden çevirmeğe uğraşanlar, eğer tevbe etmezlerse, onlara cehennem azabı vardır. yakıcı azap da onlaradır.
but no one believed moses, except [some] youths among his people, for fear of pharaoh and his establishment that they would persecute them.
fir'avn'ın ve adamlarının, kendilerine kötülük yapmasından korktukları için kavminin içinde musa'ya, yalnız genç bir kuşaktan başkası inanmadı.
but i say unto you, love your enemies, bless them that curse you, do good to them that hate you, and pray for them which despitefully use you, and persecute you;
ama ben size diyorum ki, düşmanlarınızı sevin, size zulmedenler için dua edin.
and (remember) when moses said unto his people: o my people! why persecute ye me, when ye well know that i am allah's messenger unto you?
bir zaman musa, kavmine: "ey kavmim, benim, allah'ın size gönderdiği elçisi olduğumu bildiğiniz halde niçin beni incitiyorsunuz?" demişti.