Hai cercato la traduzione di primordial da Inglese a Turco

primordial ooze
abiyogenez

think of it like a primordial ooze, okay?
bunu bir çeşit ilkel şurup olarak düşünün, olur mu?

these primordial structures would eventually become the galaxies we see today.
bu ilk yapılar sonradan, günümüzde gördüğümüz galaksiler haline geleceklerdi.

in the process he comes into contact with the rejuvenating water of primordial chaos.
bu süreç sırasında güneş tanrı ezeli kaosun canlandırıcı suyu ile temas eder.

a paper by kohli and haslam includes a detailed summary of the work done in studying primordial magnetic fields in the cosmological context.
kohli ve haslam tarafından yayınlanmış bir araştorma, primodik manyetik alanların kozmolojik bağlamda incelenmesiyle ilgili detaylı bir özet niteliğindedir.

but again, these are done in these primordial conditions, really messy conditions, not sort of sterile laboratory conditions.
yine söylüyorum, bu deneyde ilkel şartlar taklit edildi. koşullar çok pisti. steril laboratuvar şartları kullanılmadı.

it was from density fluctuations (or anisotropic irregularities) in this primordial matter that larger structures began to appear.
yoğunluk kararsızlıklarının (ya da anizotropik düzensizliklerinin) olduğu bu ilk maddede büyük yapılar belirmeye başladılar.

so we threw in -- we created a primordial soup with lots of pieces of robots -- with bars, with motors, with neurons.
biz de kalıplar, motorlar ve sinir hücreleri gibi robot parçalarını birbirine karıştırdık ve ilkel bir çorba yaptık.

these nuclides are produced via radiogenesis (decay) of long-lived, heavy, primordial radionuclides such as uranium and thorium.
uranyum ve toryum gibi uzun ömürlü, ağır ve ilkel radyonüklitlerin radyojenezi (bozunumu) ile bu nüklitler oluşmuştur.

for example, some stable isotopes such as neon-21 and neon-22 are produced by several routes of nucleogenic synthesis, and thus only part of their abundance is primordial.
Örneğin neon-21, neon-22 gibi bazı dengeli izotoplar, çeşitli nükleojenik sentez yollarıyla ortaya çıkar; dolayısıyla var olan miktarın yalnızca bir kısmı ilkeldir.

and it is out of this and out of this tight coupling between the brain stem and the body that i believe -- and i could be wrong, but i don't think i am -- that you generate this mapping of the body that provides the grounding for the self and that comes in the form of feelings -- primordial feelings, by the way.
bunun ve beyinsapıyla gövde arasındaki bu karşılıklı ilişkinin dışında ki ben buna inanıyorum--yanlış da olabilirim fakat öyle olduğumu sanmıyorum hislerle kendini belli eden ve benliğin zeminini oluşturan bir vücut haritası oluşturulabileceğine inanmıyorum.