Hai cercato la traduzione di thankfully da Inglese a Turco

thankfully she did not die.
neyse ki o ölmedi.

thankfully, the mega o.i.s.
mega o.i.s.

thankfully nobody wanted the dominated option.
ne mutlu ki kimse egemen olan seçeneği istemedi.

thankfully, there isn't any audio to go with this.
neyse ki bu görüntüye eşlik eden ses kaydımız yok.

thankfully, we have a new machine, magnetoencephalography, that allows us to do this.
Şükürler olsun ki, yeni bir makinemiz var, manyetoensefalografi , bunu yapmamızı sağlıyor.

if my wife is cooking a meal at home -- which is not often, thankfully.
eğer karım evde yemek yapıyorsa-- pek sık olmasada, şükür ki.

and thankfully dr. annie simon was with us and worked really hard yesterday to fix it.
ve şükür ki dr. annie simon bizimleydi, devreyi onarmak için gerçekten çok çalıştı.

‘o house of david, act thankfully, and few of my servants are grateful.’
"ey davud ailesi, şükrederek çalışın." kullarımdan şükredenler azdır.

thankfully, i was able to answer a, and i say that honestly in case my life insurance agent is listening.
"a" seçeneğini işaretleyebildiğim için mutluyum ve eğer burada sigorta şirketimden bir mümessil varsa bilsin ki bunu gerçekten samimiyetle söylüyorum.

thankfully, a few years ago, things shifted for me because i heard this gentleman speak, dr. muhammad yunus.
Çok şükür ki birkaç yıl önce, benim açımdan bu durum değişti. bu beyefendinin bir konuşmasını dinledim, dr. muhammed yunus'un.

thankfully, the flux, in other words, the flow of emissions from the ocean to the atmosphere and vice versa, is more or less balanced.
Şükürler olsun ki, mevcut akış, başka bir deyişle, emisyonların atmosferden okyanusa ve aynı şekilde tam tersi yöne olan akışı aşağı yukarı dengelenmiş durumda.

and back in the '60s, they used to teach student radiographers to take x-rays, thankfully not on you and i, but on dead people.
altmışlı yıllarda radyografi öğrencilerine röntgen çekmeyi ölüler üzerinde öğretirlerdi, neyseki sende bende değil

haxhinasto: the albanian economy has, thankfully, been relatively immune to the economic situation in greece and the deep problems it's going through.
haxhinasto: arnavutluk ekonomisi, yunanistan'daki ekonomik durumdan ve yaşanan ciddi sorunlardan çok şükür ki nispeten fazla etkilenmedi.

but this mortality banner is the very sword which mammography's most ardent advocates use some women who develop breast cancer die from it many years later, and most women, thankfully, survive.
İşte bu ölüm riski meselesi, mammografiyi hararetle savunan çevrelerin elinde bir kanserle mücadele bayrağı olmaktan çıkmış, meme kanserine yakalanan kadınlardan bir kısmının hayatını kaybetmesi yıllar sonra oluyor. ve çok şükür ki çoğu hayatta kalıyor.

and thankfully, the answer is yes, because what i discovered, when i began looking around, that there is a global backlash against this culture that tells us that faster is always better, and that busier is best.
ne mutlu ki cevap evettir, çünkü etrafa bakmaya başladığımda, bize devamlı daha hızlının herzaman daha iyi olduğunu, daha fazla meşgul olmanın en iyisi olduğunu söyleyen bu kültüre karşı global bir geri tepme olduğunu keşfettim.

but thankfully, a light bulb went on over my head, and my next reaction was very different, and i took a step back, and i thought, "whoa -- you know, has it really come to this?
ancak, ne mutluki kafamda bir lamba yandı ve sonraki reaksiyonum çok farklıydı, bir adım geri çekildim ve "whoa--gerçekten bu noktaya geldi mi?