Hai cercato la traduzione di deve da Turco a Francese

deve
camelus

tek hörgüçlü deve
dromadaire

(rengi de) sarı deve gibi.
et qu'on prendrait pour des chameaux jaunes.

deve iki çifttir, sığır iki çift derler.
...deux pour les camélidés, deux pour les bovins...

her bir kıvılcım, sanki birer sarı deve gibidir.
et qu'on prendrait pour des chameaux jaunes.

her biri, sanki sapsarı erkek deve sürüleri gibidir.
et qu'on prendrait pour des chameaux jaunes.

bundan sonra da yeri yayıp deve kuşu yumurtası biçiminde yuvarlattı.
et quant à la terre, après cela, il l'a étendue:

kurbanlık deve ve sığırları allah'ın size olan nişanelerinden kıldık.
nous vous avons désigné les chameaux (et les vaches) bien portants pour certains rites établis par allah.

kim onu getirirse ona bir deve yükü ödül verilecektir. ben bunu garantiliyorum."
la charge d'un chameau à qui l'apportera et j'en suis garant».

semud milletine gözle görülebilen bir mucize, bir dişi deve vermiştik de ona zulmetmişlerdi.
nous avions apporté aux thamûd la chamelle qui était un [miracle] visible: mais ils lui firent du tort.

onu getirene bir deve yükü (mükafat) var. ben buna kefilim"
la charge d'un chameau à qui l'apportera et j'en suis garant».

bir deve yükü zahire de ilave ederiz. zaten şu aldığımız az bir miktardır."
et ainsi nous approvisionnerons notre famille, nous veillerons à la sécurité de notre frère et nous nous ajouterons la charge d'un chameau et c'est une charge facile».

ayetlerimizi inkar edenlere ve onlara karşı büyüklük taslayanlara göğün kapısı açılmaz ve deve iğne deliğinden geçmedikçe de cennete girmezler.
pour ceux qui traitent de mensonges nos enseignements et qui s'en écartent par orgueil, les portes du ciel ne leur seront pas ouvertes, et ils n'entreront au paradis que quand le chameau pénètre dans le chas de l'aiguille.

kralın su kabını arıyoruz; onu getirene bir deve yükü (bahşiş) var dediler.
ils répondirent: «nous cherchons la grande coupe du roi.

rabbinizden size apaçık bir delil gelmiştir, işte şu allah'ın mahluku dişi deve, size bir mucizedir o.
certes, une preuve vous est venue de votre seigneur: voici la chamelle d'allah, un signe pour vous.

bu dedi, dişi bir deve; su içme hakkı, bir gün onun, malum bir gün de su içme hakkı sizin.
il dit: «voici une chamelle: à elle de boire un jour convenu, et à vous de boire un jour.

"hükümdarın su kabını kaybettik, onu getirene bir deve yükü mükafat verilecek, buna ben kefil oluyorum" dediler.
ils répondirent: «nous cherchons la grande coupe du roi. la charge d'un chameau à qui l'apportera et j'en suis garant».

dev
dev