Hai cercato la traduzione di çıkıntılar da Turco a Inglese

kanat kapaklarının arkasında çıkıntılar var.
it's got bumps on the back of its wing covers.

ve bu çıkıntılar su için mıknatıs gibi çalışıyor.
and those bumps act like a magnet for water.

didirsekli çıkıntılar ile desteklenen eğim değişimi 30%
slope gradient supportable by outriggers 30%

uzatılmış dirsekli çıkıntılar ile maksimum yerden yükseklik
maximum ground clearance with outriggers extended

dirsekli çıkıntılar düzgün bir şekilde indirilmiş ve test plakası zemin üzerindedir.
the outriggers are properly lowered, and the testing plate is on the ground.

bum hareketi sadece dirsekli çıkıntılar düzgün bir şekilde yerleştirildikten sonra uygulanabilir.
the boom action can be implemented only after the outriggers are properly placed.

grip virüsü bu görüntüsünde var olan bu değişik renkteki çıkıntılar sayesinde sizi enfekte ediyor.
in this rendering of the flu virus, these different colored spikes are what it uses to infect you.

- İskelenin hareket ettirileceği alanın tavan yüksekliği ve ya varsa çıkıntılar kontrol edilmelidir.
- ceiling height or protrusions (if any) of the area where the scaffold is to be removed should be checked.

çıkıntılar yaklaşık olarak 0.1 - 0.2 mm genişliğinde reticulum duvarından 5 mm yükselen yapılardır.
the ridges are approximately 0.1 - 0.2 mm wide and are raised 5 mm above the reticulum wall.

anadolu yakasında ise girintiler, çıkıntılar, koylar denize gömülmüş eski kent surları, kale kalıntıları bulunur.
on the anatolian side, there are recesses, protrusions, bays, old city walls buried in the sea, castle ruins.

pachycephalosaurus'a baktığımızda, pachycephalosaurus üst tarafta katı bir küremsi yapıya sahip ve kafasının arkasındaki çıkıntılar iyice küçülmüş.
and if we look at pachycephalosaurus, pachycephalosaurus has a solid dome and its little bumps on the back of its head were also resorbing.

buradaki bir başka güzel şey ise, kenarlardaki çıkıntılar. biraz soluk duruyorlar. sanki bu çıkıntılar aslında tüten dumanlarmış gibi görünüyorlar.
what's beautiful is, you can probably see on the limb there some faint, sort of, wisps of almost smoke rising up from the limb.

alt kat beş arşın, orta kat altı arşın, üst kat yedi arşın genişliğindeydi. kirişler tapınağın duvarlarına girmesin diye duvarların çevresinde dışarıya doğru çıkıntılar bıraktı.
the nethermost chamber was five cubits broad, and the middle was six cubits broad, and the third was seven cubits broad: for without in the wall of the house he made narrowed rests round about, that the beams should not be fastened in the walls of the house.

kafasındaki fırfırlar boyunca bakarsanız üçgen şeklinde küçük kemikler görürsünüz bunlar üçgen olarak büyürler ve yetişkinlerde fırfırın üzerine yayılırlar. tıpkı pachycephalosaurs'un kafasından geriye uzanan sivri çıkıntılar gibi.
if you look along the edge of the frill, they have these little triangular bones that actually grow big as triangles and then they flatten against the frill pretty much like the spikes do on the pachycephalosaurs.

Şeklin gücü: bu bir balina. yüzgeçlerinde tüberküller (yumrucuk şeklinde çıkıntılar) olduğunu görüyoruz. ve bu küçük çıkıntılar aslında mesela bir uçak kanadının kenarındaki verimliliği arttırıyor; %32 civarinda arttırıyor.
power of shape: here's a whale. we've seen that the fins of this whale have tubercles on them. and those little bumps actually increase efficiency in, for instance, the edge of an airplane -- increase efficiency by about 32 percent.