Hai cercato la traduzione di 1,5 çay bardağı toz şeker da Turco a Inglese

1,5 su bardağı toz şeker
1.5 cups of granulated sugar

1 yemek kaşığı toz şeker
1 packet of instant dry yeast

bir kova suya (15l), 1 çay bardağı çamaşır suyu ilave ediniz.
add one cup of bleach to a bucket of water (15l).

zor lekelerde 2 çay bardağı çamaşır suyu kullanınız.
use 2 cups of bleach in persistent stains.

İçine 2 çay bardağı çamaşır suyu ilave ediniz.
add 2 cups of bleach.

bir kova suya (15l) 1 çay bardağı çamaşır suyu ilave ediniz ve temizleyiniz.
add one cup of bleach to a bucket of water (15l) and clean.

Şimdi bu tozun şeker olduğunu düşünüyor.
now she thinks the powder is sugar.

makine tamamen suyla dolup çalışınca, makinenizin gözüne 2 çay bardağı çamaşır suyu dökün.
once the machine is completely filled with water and runs, pour 2 cups of bleach in drawer.

otomatik olmayan makinelerde ve elde yıkamada Çamaşırlarınızı beyazlatmak ve lekeleri çıkarmak için bir kova suya 1 çay bardağı kadar berkonil ultra Çamaşır suyu ekleyin.
for whitening your laundries in non-automatic machines and hand washing and removing stains, add 1 cup of berkonil ultra bleach into a bucket of water.

malzemeler 1 su bardağı ılık süt 1 su bardağı su 1 çay bardağı sıvı yağ 1 yemek kaşığı şeker 1 tatlı kaşığı tuz 1 tane yumurta sarısı üzerine 1 paket instans maya 5.5 su bardağı un İçine sürmek için 3 yemek kaşığı tereyağ beyaz peynir
ingredients 1 glass of lukewarm milk 1 glass of water 1 tea glass of oil 1 tablespoon of sugar 1 teaspoon of salt 1 packet of instant yeast on 1 egg yolk 5.5 glasses of flour 3 tablespoons of butter for spreading feta cheese

ve belki de şarşırtıcı olmayan bir şekilde, eğer grace tozun şeker olduğunu düşünür ve kahveye koyarsa, insanlar onun bir suçu olmadığını söyleyecektir.
and perhaps unsurprisingly, if grace thinks the powder is sugar and puts it in her friend's coffee, people say she deserves no blame at all.

dİğer taraftan eğer tozun, şeker olmasına rağmen, zehir olduğunu düşünürse, o zaman insanlar suçlu olduğunu söyleyecektir, gerçek dünyada sonuçta aynı şey olmasına rağmen.
whereas if she thinks the powder was poison, even though it's really sugar, now people say she deserves a lot of blame, even though what happened in the real world was exactly the same.

yani toz zehir olmasına rağmen, arkadaşı kahveyi içti ve öldü, insanlar grace'in bu durumda daha az suçlu olduğunu söyleyecektir, zehir olduğunu düşündüğü diğer durumdan farklı olarak masumca tozun şeker olduğunu düşündüğü ve hiçbir zarar gelmediği için.
so even though when the powder was poison, the friend drank the coffee and died, people say grace deserves less blame in that case, when she innocently thought it was sugar, than in the other case, where she thought it was poison and no harm occurred.

grace'in tozun şeker olduğunu düşündüğü durumda, çünkü 'şeker' olarak etiketlenmişti ve kahve makinesinin yanındaydı, ancak aslında toz zehirdi.
where grace thought the powder was sugar, because it was labeled "sugar" and by the coffee machine, but actually the powder was poison.

fiyat denetimleri bu ay yürürlüğe girmeden önce, sırbistan'daki bir süpermarkette toz şekerin kilosu 111 ila 113 dinar, diğer bir deyişle podgorica ve Üsküp'ten yaklaşık %10 daha pahalıydı.
before price controls went into effect this month, the price of sugar in a serbia supermarket averaged 111 to 113 dinars per kilogram, about 10% more expensive than in podgorica and skopje.