Hai cercato la traduzione di ancak kaynaklarınız da sınırlı: da Turco a Inglese

konuyla ilgili girişimler bununla da sınırlı kalmadı.
the effort didn't end there.

unicef, geçmişte ortak çabalar harcanmış olsa da sınırlı ilerleme kaydedildiğini belirtti.
unicef said that while there have been joint efforts in the past, progress was limited.

ancak kaynakların daima el altında olması gerek.
but there's always a need for resources close by.

Öte yandan meşhur bizans eserlerinin korunması ile ilgili sorun bu tür olaylarla da sınırlı kalmıyor.
the issue of preserving well-known byzantine monuments is not limited to such cases.

amerika'da overture films dağıtımcılığıyla 13 mart 2009'da sınırlı salonda gösterime girmiştir.
it was purchased by overture films for distribution and opened in limited release in the united states on march 13, 2009.

ab'ye göre, türkiye'nin kürt kökenli vatandaşlara yönelik tavrı da sınırlı ve düzensiz.
turkey's attitude towards its citizens of kurdish origin has been limited and uneven, according to the eu.

kavramsal önyargılarımızla da sınırlıdır.
it's limited by our cognitive biases.

ancak kaynaklar belgede, ankara insan haklarında daha fazla ilerleme kaydetmediği takdirde müzakerelerin askıya alınabileceğine dair uyarıda bulunulacağını da belirttiler.
however, the sources said, the document will also warn that negotiations could be suspended if ankara fails to show further progress on human rights.

uygunsuzluğun kaynağı da bu alanda tanımlanmalıdır.
the source of the non-compliance should be defined in this area.

başka kaynaklardan da eleştiriler gelmedi değil.
criticism has also come from other sources.

buarada olan bir diğer ilginç şey ise şu ki istihbarat büroları ve kim olduklar önemli değil -- hepsi ürünleri bilgi olan ya da sınırlı erişimi olan bilgilerin işlendiği sanayilerdir.
the other thing that's also interesting that's going on here is the fact that intelligence agencies -- and it doesn't matter who they are -- they all operate in an industry where their commodity is information, or restricted access to information.

ancak kaynaklardan alınan bilgilere göre derviş, parti idari kadrosunda değişiklik istese de bizzat lider görevini üstlenmek istemiyor.
sources say, however, that dervis does not want the job, though he wants a change in the party's executive management.

dolayısıyla bu ülkeler yeniden yatırım yapmak için gereken kaynağa da sahipler.
thus, they also have money available for reinvestment.

aynı zamanda cyark web sitesi aracılığıyla ücretsiz olarak halka dağıtılacak kaynaklar da oluşturuyoruz.
we also produce media for dissemination to the public -- free through the cyark website.

sadece bununla da sınırlı değil, bu genomu alıp, sentetik olanı, başka bir böceğe taktığınızda, mesela hamur mayası, hamur mayasını mycoplasma'ya çevirmiş oluyorsunuz.
not only does it do that; if you took the genome -- that synthetic genome -- and you plugged it into a different critter, like yeast, you now turn that yeast into mycoplasma.

İstasyon işlevselliğini optimize etmek, işletme giderlerini asgariye indireceği gibi doğal kaynakların da israfını azaltacaktır.
to optimize the functionality of the station shall minimize the operating costs and reduce wastage of natural resources.

basit ve bir o kadar da büyük fikirleri şöyleydi: 1789 fransız devrimi, bireysel özgürlük kavramını genişletti, şimdi ulusal özgürlük için de bir devrime ihtiyaç duyulmaktadır; ve öngörüleri bununla da sınırlı kalmadı, şüphesiz uzak gelecekte özgür ulusların esnek bir federal avrupa oluşturmak için bir araya geleceğini de umut ettiler.
its basic, and equally grandiose idea, was that, as the french revolution of 1789 had enlarged the concept of individual liberty, another revolution would now be needed for national liberty; and his vision went further because he hoped that in the no doubt distant future free nations might combine to form a loosely federal europe with some kind of federal assembly to regulate their common interests.

"eğitime ayrılan payı gsyİh'nın %5'i hedefine ulaşana dek sürekli artırmayı garanti ediyoruz." diyen başbakan, sağlık sistemine ayrılan kaynağın da hükümetin görev süresi içinde gsyİh'nın %1'i kadar artacağına da söz verdi.
"we guarantee the continuous increase of funding for education to a target of 5% of gdp," the prime minister said, promising also that funding for the health care system will grow by 1% of gdp within the government's term.