Hai cercato la traduzione di cesur ve guzel da Turco a Inglese

o cesur ve dürüst.
he's brave and honest.

o, cesur ve neşeli bir çocuktur.
he is a brave and cheerful boy.

general erwin rommel cesur ve akıllıydı.
general erwin rommel was brave and smart.

daha cesur ve kararlı adımlara ihtiyaç var."
more courageous and determined steps are necessary."

jenny'nin cesur ve tutkulu bir kalbi var.
jenny has a brave and passionate heart.

İngiltere hareketi cesur ve olumlu bir adım olarak karşıladı.
britain hailed the move as courageous and positive.

etiyopyalı blog yazarı atnaf berahane: genç, cesur ve hapiste
ethiopian blogger atnaf berahane: young, courageous, and in jail · global voices

onursal, cesur ve güzel olana odaklanın ve o büyüsün. teşekkürler.
focus on what's dignified, courageous and beautiful, and it grows. thank you.

sırbistan'ın ikinci büyük kenti cesur ve sadık bir dostu onurlandırdı.
serbia's second largest city honours a brave and loyal friend.

İkincisi ise, okyanus araştırmalarında hala çok iyi kullanmadığımız cesur ve yeni araştırma yöntemleri olduğu.
another is that there are bold, new ways of studying oceans that we have not used well yet.

yalnız hakyaratanlar'a üye olanlar değil ayni zamanda cesur ve avukatlardan ağ oluşturarak ileri sistemi taşıyabilecekler de katılabilirler.
and it's not only these justicemakers, but people we courageously see figure out who their networks are and how they can move it forward.

her dersine bir dua ile başlar, ama ülkesinde kızlar 12 yaşında evlendirilirken o bekar, cesur ve maddi bağımsızlığı olan bir kadın.
she starts every lecture with a prayer, but she's a single, feisty, financially independent woman in a country where girls are married off at the age of 12.

bu, savaş boyunca orada çalışmış gazetecilerin ve insani yardım çalışanlarının oldukça hüzünlü bir buluşması idi ve tabii ki cesur ve korkusuz saraybosna halkının kendisinin
it was a very somber gathering of the reporters that worked there during the war, humanitarian aid workers, and of course the brave and courageous people of sarajevo themselves.

aktivistlere göre sorun, çok sayıda türk hükümetin cesur ve acımasız kalkınma vizyonuna kanarken, az sayıda kişinin bunun çevresel sonuçlarından kaygılanmasından kaynaklanıyor.
the problem, activists say, is that while countless turks are seduced by the government's vision of bold, relentless development, few worry about the environmental consequences.

'hakyaratanlar' adli programimizda farkına vardık ki bazı insanlar çok cesur ve bir şeyler yapmak istiyorlar ama biz bu insanları nasıl destekleyebiliriz?
we have a program called justicemakers, and we realized there are people that are courageous and want to do things, but how can we support them?

ancak bu fikrimi yıllarca inkar ettim ve her zaman olmak istediğim yazar yerine bir wall street avukatı oldum, bunun bir nedeni de benim de cesur ve inatçı olabileceğimi kendime kanıtlamalıydım.
but for years i denied this intuition, and so i became a wall street lawyer, of all things, instead of the writer that i had always longed to be -- partly because i needed to prove to myself that i could be bold and assertive too.

romanya cumhurbaşkanı traian basescu'nun cesur ve dobra tarzı son seçimlerde oy toplamada işe yaradığını kanıtlamakla kalmadı, bazıları tarafından sürpriz seçim zaferinin anahtarı olarak dahi görülüyor.
romanian president traian basescu's blunt, direct style proved to be a vote-getter in the recent election and may even have been key to his surprise victory.

bu parçalanma, bu içsel kız hücremin açılması, yüreğimin bu tarzda yoğun bir kırgınlığa maruz kalması benim geçmiş tüm yaşamımda olduğumdan daha gözüpek ve daha cesur, ve aslında daha da zeki olmamı sağladı.
that shattering, that opening of my girl cell, that kind of massive breakthrough of my heart allowed me to become more courageous, and braver, and actually more clever than i had been in the past in my life.

* 2000 yılında "doğu timor halkının bağımsızlığı için cesur ve ilkeli bir lideri" olduğu için "sydney barış Ödülü" verildi.
in 2000, he was awarded the sydney peace prize for being "courageous and principled leader for the independence of the east timorese people".

yeni fikirler uretmek sizi mutlu ediyor, oyunlar oynuyoruz, ve diyoruz ki, "elestirmek yok," ve bu sekilde en ilginc ve guzel fikirler cikiyor ortaya.
with brainstorming we make you happy, we play games, and we say, "no criticism," and you get all these weird, neat ideas.