Hai cercato la traduzione di kalıntısı da Turco a Inglese

süpernova kalıntısı
supernova remnant

yapıştırıcı enjeksiyon kalıntısı
adhesive injection residue

bu uzak geçmişin yaşayan bir kalıntısı.
it's a living relic of the distant past.

bir tarafında küçük bir bacak kalıntısı vardı.
he's got a small residual limb on one side.

Ürün kazanında önceki ürüne ait mamul kalıntısı yok.
there is no residual from the previous product in the product tank.

dolum enjektörlerinde önceki ürüne ait mamul kalıntısı yok.
there is no residual from the previous product in the filling injectors.

Ürün besleme hortumlarında önceki ürüne ait mamul kalıntısı yok.
there is no residual from the previous product in the product supply hoses.

kalıp üzerinde artık ürün ve deterjan kalıntısı yok, iyi durulanmış
there are no residual product and detergent remnant on mould, well rinsed

köyde, bizans devrinden kalma bir kilise kalıntısı da bulunur.
also there is a ruin of a church built by byzantines.

yetkililer, mezardan en az 100 insan kalıntısı daha çıkarmayı beklediklerini söylediler.
officials said they were expecting to excavate at least another 100 human remains from the site.

büyük, vela süpernova kalıntısı'nın şok dalgasının bir parçasından oluştuğu düşünülmektedir.
it is thought to have been formed from part of the shock wave of the larger vela supernova remnant.

tüp kasetleri ve bozuk tüplerin ayrıldığı bölümde önceki ürüne ait malzeme ve mamul kalıntısı yok.
there is no residual from the previous product in the area where tube cassettes and faulty tubes are separated.

yıldızın, süpernova kalıntısı ile ortaya çıkan beyaz cüceye eşlik eden bir yıldız olduğu düşünülmektedir.
it is thought to be the companion star that contributed mass to the white dwarf that ultimately resulted in the supernova.

kalıp üzerinde artık ürün ve deterjan kalıntısı yok, iyi durulanmış,kırık-çatlak kalıp yok
there are no residual product and detergent remnant on mould, well rinsed, there is no breakage-cracked mould

celsus kütüphanesi, İzmir, selçuk'a bağlı efes'te bulunan bir kütüphane kalıntısı.
the library of celsus is an ancient roman building in ephesus, anatolia, now part of selçuk, turkey.

paslanmaz fıçı dış yüzeyleri saf su ile ıslatılmış bez kullanılarak gözle görünür ürün kalıntısı kalmayacak şekilde silinerek üretim odasında çıkartılır.
the outer surfaces of the stainless barrel are wiped in the production room by wiping with a cloth moistened with pure water so that no visible product remains.

eğer doğru sözlü iseniz, size indirilmiş bir kitap veya intikal etmiş bir bilgi kalıntısı varsa bana getirin."
bring me a book (revealed before this), or some trace of knowledge (in support of your claims), if you are truthful!"

eğer doğru iseniz bundan önce (inmiş olan) bir kitap, yahut bir bilgi kalıntısı getirin."
bring me a book (revealed before this), or some trace of knowledge (in support of your claims), if you are truthful!"

eğer doğru söyleyenlerden iseniz, bundan evvel (size indirilmiş) bir kitap yahut bir bilgi kalıntısı varsa onu bana getirin.
bring me a book (revealed before this), or some trace of knowledge (in support of your claims), if you are truthful!"

1998 yılında bir süpernova kalıntısı olan rx j0852.0-4622, çok büyük bir kalıntı olan vela süpernova kalıntısı'nın tam önünde bulundu.
in 1998 a supernova remnant, rx j0852.0-4622, was found in front (apparently) of the larger vela supernova remnant.