Hai cercato la traduzione di kar olmazsa olmaz da Turco a Inglese

Traduzione automatica

Imparare a tradurre dagli esempi di traduzione forniti da contributi umani.

Turkish

English

Informazioni

Turkish

kar olmazsa olmaz

English

 

Da: Traduzione automatica
Suggerisci una traduzione migliore
Qualità:

Contributi umani

Da traduttori professionisti, imprese, pagine web e archivi di traduzione disponibili gratuitamente al pubblico.

Aggiungi una traduzione

Turco

Inglese

Informazioni

Turco

et yemek sağlık için olmazsa olmaz değil mi?

Inglese

isn't meat eating essential to health?

Ultimo aggiornamento 2015-10-13
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Turco

noel turtası her noel yemeğinin olmazsa olmaz bir parçasını oluşturuyor.

Inglese

christmas pie is an obligatory part of every christmas dinner.

Ultimo aggiornamento 2016-01-20
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Turco

tadiç, savaş suçu zanlılarının kovuşturulmasının olmazsa olmaz olduğunu da ekledi.

Inglese

prosecution of indicted war criminals is a must, he added.

Ultimo aggiornamento 2016-01-20
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Turco

güvenilirlik ve şeffaflık olmazsa olmazlardan.

Inglese

accountability and transparency are a must.

Ultimo aggiornamento 2016-01-20
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Turco

Özellikle sodyum birikimini önlemek açısından deniz suyu sulamalarında olmazsa olmaz bir sulama tarzıdır.

Inglese

it is indispensable irrigation method in the sea water irrigation especially in terms of preventing the sodium accumulation.

Ultimo aggiornamento 2018-08-13
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Riferimento: Alpaycanta

Turco

Çamaşır makinası bir evin olmazsa olmazıdır.

Inglese

a washing machine is a must for a house.

Ultimo aggiornamento 2014-02-01
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Riferimento: Alpaycanta

Turco

bu dev su böceği "nam phrik maengda" denilen acı biber sosunun olmazsa olmaz malzemesidir.

Inglese

this giant water bug is famously used in a chili dip called "nam phrik maengda".

Ultimo aggiornamento 2016-03-03
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Riferimento: Alpaycanta
Attenzione: contiene formattazione HTML nascosta

Turco

sinir sisteminin düzgün çalışması için olmazsa olmazlardandır.

Inglese

it is essential for the proper functioning of the nervous system.

Ultimo aggiornamento 2016-03-03
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Riferimento: Alpaycanta

Turco

büyüme elbette ki bir çok faydalar sağlamıştır, ancak o kadar olmazsa olmaz bir fikirdir ki varolmaması olasılığını anlamamaya meyilliyizdir.

Inglese

although growth has certainly delivered many benefits, it is an idea so essential that we tend not to understand the possibility of it not being around.

Ultimo aggiornamento 2015-10-13
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Riferimento: Alpaycanta

Turco

bu yemek her türlü özel aile etkinliği için olmazsa olmazlardan.

Inglese

this dish is a must for any special family event.

Ultimo aggiornamento 2016-01-20
Frequenza di utilizzo: 2
Qualità:

Riferimento: Alpaycanta

Turco

popoviç bir öğrencinin öğretim yılı boyunca puan toplayabilmesi gerektiğini kabul etmekle birlikte, bazı üniversitelerde sözlü finalin olmazsa olmaz olduğuna inanıyor.

Inglese

popovic agrees that a student should be able to collect points during the semester, but he believes that in some colleges, an oral final is a must.

Ultimo aggiornamento 2016-01-20
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Riferimento: Alpaycanta

Turco

eklenen bu işlemler bazı durumlarda algoritmanın çalışması için olmazsa olmazdır.

Inglese

these additional operations are sometimes necessary for the algorithm to work at all.

Ultimo aggiornamento 2016-03-03
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Riferimento: Alpaycanta

Turco

Çünkü içinde bulunduğumuz bu tür krizlerden çıkmanın olmazsa olmazıdır ihracat.

Inglese

since the only way to resolve the crisis we are going through is export.

Ultimo aggiornamento 2019-03-19
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Riferimento: Alpaycanta

Turco

bilimsel nesnellik ve bağımsızlık uuim ve ortaklarının çalışmalarının meşruiyeti ve inanılırlığı için olmazsa olmaz koşullardır. bundan herhangi bir şekilde ödün verilmesi tüm sistemin uygulanabilirliğini sarsar.

Inglese

scientific objectivity and independence are essential conditions for the legitimacy and credibility of the work of the ndo and its partners — any compromise would undermine the viability of the whole system.

Ultimo aggiornamento 2014-02-06
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Riferimento: Alpaycanta

Turco

selimaj, kırmızı veya siyah şarabın "en az bir kadeh içen çocuklar da dahil olmak üzere herkes için olmazsa olmaz olduğunu" söylüyor.

Inglese

red or black wine, he says, is "a must for everyone, including the kids, who drink at least a small glass".

Ultimo aggiornamento 2016-01-20
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Riferimento: Alpaycanta
Attenzione: contiene formattazione HTML nascosta

Turco

balıkçı köyü restoranında ( ribarsko selo ) yenecek lezzetli bir yemek olmazsa olmazlardan.

Inglese

a tasty meal at the fishermen's village restaurant (ribarsko selo) is a must.

Ultimo aggiornamento 2016-01-20
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Riferimento: Alpaycanta

Turco

bh, avrupa-atlantik süreçlerinde ilerleme kaydetmek için olmazsa olmaz olan, ab tarafından öngörülen görevleri yerine getirmek için büyük ihtiyaç duyulan bir süreyi ziyan etti." dedi.

Inglese

bih wasted much time needed to address the eu envisaged tasks, without which there is not progress in the euro-atlantic processes," kukic told setimes.

Ultimo aggiornamento 2016-01-20
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Riferimento: Alpaycanta
Attenzione: contiene formattazione HTML nascosta

Turco

ceviz ve balın yanı sıra sarımsak -gizlenmiş olabilecek kötü ruhlara karşı en iyi silah- da olmazsa olmazlardan.

Inglese

walnuts and honey, as well as garlic -- a powerful weapon against any evil spirits that may be lurking -- are a must.

Ultimo aggiornamento 2016-01-20
Frequenza di utilizzo: 2
Qualità:

Riferimento: Alpaycanta

Turco

bahsettigim tarafsizlik prensibi sayesinde, ki, bu bizim icin basindan beri olmazsa olmaz bir prensip, insanlarin bir arada calisabilmelerini sagliyoruz ve ansiklopedi girislerinin savas alanina donusmesine engel oluyoruz sag-sol arasinda suren bir savasa.

Inglese

by having this firm neutrality policy, which is non-negotiable from the beginning, we ensure that people can work together and that the entries don't become simply a war back and forth between the left and the right.

Ultimo aggiornamento 2015-10-13
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Riferimento: Alpaycanta

Turco

"oruç, hurma ve su ile açılır. daha sonra geleneksel yemekler yenir, ki bunların içinde ramazan pidesi sofraların olmazsa olmazıdır.

Inglese

"iftar is first done with dates and water, followed by traditional meals, among which the ramadan bread is unavoidable.

Ultimo aggiornamento 2016-01-20
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Riferimento: Alpaycanta
Attenzione: contiene formattazione HTML nascosta

Ottieni una traduzione migliore grazie a
7,738,691,532 contributi umani

Ci sono utenti che chiedono aiuto:



I cookie ci aiutano a fornire i nostri servizi. Utilizzando tali servizi, accetti l'utilizzo dei cookie da parte nostra. Maggiori informazioni. OK