Hai cercato la traduzione di katliam ve soykırım da Turco a Inglese

savaş suçları toplu katliam ve soykırım olaylarının bir parçası olmasına rağmen, bu tip suçlar genel olarak uluslararası insani hukuk çerçevesinde insanlığa karşı suçlar kapsamına girer.
some of the provisions, such as those in the the hague and the geneva conventions and the genocide convention, are considered to be part of customary international law, and are binding on all.

yargıç, miloseviç aleyhindeki savaş suçları ve soykırım davasının uzun soluklu birinci safhasına başkanlık etmişti.
he oversaw the lengthy first phase of milosevic's trial on charges of war crimes and genocide.

soykırım, işkence, toplu katliam ve toplu tecavüz gibi çok hassas dosyalar devlet mahkemesine sevk edilecek.
the very sensitive files -- for example, genocide, torture, multiple murders and multiple rapes -- will go to the state chamber.

söz konusu zanlılar, 1995 srebrenica katliamı ve 43 ay süren saraybosna kuşatmasından kaynaklanan soykırım suçlamalarıyla karşı karşıya bulunuyor.
the two face genocide charges in connection with the 1995 srebrenica massacre and the 43-month siege of sarajevo.

geri dönenler yoksulluklarından dodik'i sorumlu tutuyorlar ve soykırım yapmış bir tarafın vatandaşı olmak istemedikleri konusunda diretiyorlar.
the returnees blame dodik for their poverty and insist they do not want to be citizens of an entity that has committed genocide.

madame déficit adındaki kullanıcı yaşananları tlatlaya'daki katliam ve ayotzinapa'da öğrencilerin kaybolması ile bağdaştırdı:
user madame déficit linked these events with the massacre in tlatlaya and the missing ayotzinapa students:

olay, abd tarihinde bir okulda yaşanan en ölümlü katliam ve 2007 virginia tech katliamından sonra tek kişi tarafından gerçekleştirilen en ölümlü ikinci katliam oldu.
the incident was the deadliest mass shooting at a high school or grade school in u.s. history and the second-deadliest mass shooting by a single person in u.s. history, after the 2007 virginia tech shootings.

bosna hersek 1992 - 1995 yılları arasındaki çatışmalarda meydana gelen şiddet ve soykırım olaylarından ötürü yugoslavya'dan tazminat istiyor.
bih is seeking compensation for the aggression and genocide committed on its territory during the 1992-1995 conflict.

seydiu, nato hava saldırılarının 78 gün sürdüğünü ve "kosova vatandaşlarına yönelik sistematik etnik temizlik ve soykırım girişimlerine son verdiğini" söyledi.
nato airstrikes continued for 78 days and "ended the systematic intentions for ethnic cleansing and genocide against citizens of kosovo", sejdiu said.

bu olmadan, gerçek dünyada karşılaşılan sorunlar -- açlık, savaş, hastalık ve soykırım -- içermeleri gereken ciddiyetsizliğe sahip değiller.
without it, the problems faced in the real world -- poverty, war, disease and genocide -- lack the levity they should.

bh'deki davada tazminat ve soykırımın kabul edilmesi isteniyor
bih lawsuit seeks reparations, acknowledgment of genocide

kosova'nın yeni kurulan savaş suçları enstitüsü, 1998 ile haziran 1999 arası dönemde kosova'da işlenen insanlık suçları ve soykırım eylemleri hakkında veri toplayacak.
kosovo's recently established institute for war crimes will collect data on crimes against humanity and acts of genocide committed in kosovo from 1998 through june 1999.

konferansta soykırımın erken uyarı işaretleri, araştırmalar ve soykırımın önlenmesi üzerinde duruldu.
the conference focused on early warning signs of genocide, research and the prevention of genocide.

her ikisi de 1995 srebrenica katliamı ve 43 ay süren saraybosna kuşatmasıyla ilgili olarak soykırımla suçlanıyor.
both are under indictment for genocide in connection with the 1995 srebrenica massacre and the 43-month siege of sarajevo.

her ikisi de 8 bin kadar müslüman erkek ve erkek çocuğunun öldürüldüğü 1995 srebrenica katliamı ve saraybosna kuşatmasıyla ilgili suçlanıyor.
both have been charged with genocide in connection with the 1995 srebrenica massacre -- in which as many as 8,000 muslim boys and men were killed -- and the siege of sarajevo.

* 1563: fransız din savaşları'nda wassy katliamı ve dreux savaşı.
* 1562: massacre of wassy and battle of dreux in the french wars of religion.

fakat srebrenitsa katliamının ve balkan çatışmaları sırasında yaşanan diğer kıyımların kurbanlarının anılması şeklinde belirlenen bu yılki mesaj, yerel yetkililerin baskısı ve bomba tehdidiyle gölgelendi.
this year, though, the planned message -- a commemoration of the victims of srebrenica and other atrocities during the balkan conflicts -- was stifled by pressure from local authorities and a bomb threat.

eski bosnalı sırp liderlerin her biri, srebrenica katliamı ve saraybosna kuşatması sırasında yaşanan soykırımdan sorumlu tutuluyor. İddianamede yer alan suçlamalar bunlarla da sınırlı değil.
each of the former bosnian serb leaders has been charged with two counts of genocide for crimes that include, but are not limited to, the srebrenica massacre and the sarajevo siege.

1860 larda idaho ve oregon'da altın keşfedilmeysiyle birlikte, benzer çatışmalar baş göstermiş, 1863'te bear nehri katliamı ve 1864 yılından 1868 yılına kadar da snake savaşı yaşanmıştır.
due to the discovery of gold in idaho and oregon in the 1860s, similar conflicts arose that culminated in the bear river massacre in 1863 and snake war from 1864 to 1868.