Hai cercato la traduzione di seni köpek gibi sikmek da Turco a Inglese

seni hayvan gibi sikmek istiyorum
i want to fuck you like an animal

bir köpek gibi kokuyorsun.
you smell like a dog.

bana bir köpek gibi davranmayın.
don't treat me like a dog.

Ötüşü köpek gibi bir yip sesidir.
the call is a dog-like "yip".

tom ve mary kedi ve köpek gibi döğüştüler.
tom and mary fought like cat and dog.

kusmuğuna dönen köpek gibidir.
as a dog returneth to his vomit, so a fool returneth to his folly.

rengarenk giysilerde senin köpek yavrunu giyin.
choose a homey and bling out his grill in this pimpin' take on bejeweled.

bu unutulmuş küçük sokağın bittiği yerin tıpkı beni oraya götüren terk edilmiş köpek gibi korumaya değer olduğunu biliyordum.
i knew that this forgotten little street-end, abandoned like the dog that brought me there, was worth saving.

adamlar köpekler gibi uyuyorlar.
the guys are sleeping like dogs.

beasts of warÇıkış tarihi: 17 Şubat 2014* bu dlc ile hayvanlardan oluşan (fil ve köpek gibi) birimler oyuna katılmıştır.
;beasts of warreleased: 17 february 2014the beasts of war dlc added seven new battlefield units to "rome ii".

ocak 1940'ta elsa'ya aralarındaki ilişkiyi bitirmek amacıyla, çaresizlik içinde olduğunu ve bir köpek gibi onursuz bir şekilde öleceğine inandığını söylediği bir mektup yazdı.
in january 1940 he wrote to lindenberg to break off their relationship once and for all, telling her that he was in despair and that he believed he would end up dying like a dog.

gidyon halkı suyun başına götürdü. rab gidyona, ‹‹köpek gibi diliyle su içenleri bir yana, su içmek için dizleri üzerine çökenleri öbür yana ayır›› dedi.
so he brought down the people unto the water: and the lord said unto gideon, every one that lappeth of the water with his tongue, as a dog lappeth, him shalt thou set by himself; likewise every one that boweth down upon his knees to drink.

bizi, takip etmesi öğretilen bir köpek gibi, her zaman takip etmeyen, fakat daha önce mimarinin kelime haznesinin parçası olmamış, başka olasılıklar, başka deneyimler gösteren yönlere doğru hareket eden bir alan.
a space that doesn't always follow us like a dog that has been trained to follow us, but moves ahead into directions of demonstrating other possibilities, other experiences, that have never been part of the vocabulary of architecture.

bu senin köpeğin mi?
is this your dog?