Hai cercato la traduzione di somon da Turco a Inglese

somon
salmon

somon 1color
salmon1

açık somon 1color
lightsalmon1

balık somon gibiydi.
the fish tasted like salmon.

somon yemek için benim favori balığımdır.
salmon is my favorite fish to eat.

somon köpek balıkları haricinde etiketlediğimiz başka köpek balıklarıda var.
salmon sharks aren't the only sharks we tag.

somon çiftlikleri ile ilgili bir yuvarlak masayı neredeyse altı yıl önce başlattık.
in salmon aquaculture, we kicked off a roundtable almost six years ago.

bh'nin nehirleri somon, alabalık ve sazan açısından zenginliğiyle tanınıyor.
the rivers in bih are known to be rich in salmon, trout and carp.

ancak ton, somon ve kalamar gibi pek çok deniz mahsülü çiğ olarak kullanılır.
most seafood, such as tuna, salmon, and squid, are served raw.

bazılarınız, fda'nın genetiği değiştirilmiş somon balığı ile ilgili değerlendirmelerini okumuşsunuzdur.
some of you may have read about the fda's consideration right now of genetically-engineered salmon.

somon köpek balıkları yavrulamak için aşağıya tropiklere gidiyor sonra monterrey’e geliyorlar.
salmon sharks go down to the tropics to pup and come into monterey.

bu somon avlayan, uydu etiketli özgürce yüzen ve bu sırada bize veri yollayan bir köpek balığı.
it's a free swimming shark with a satellite tag jumping after salmon, sending home its data.

günümüzde taze ringa, ton balığı, uskumru, somon balığı ve sardalya gibi deniz balıklarına ülke çapında ulaşılabilmektedir.
today, many sea fish, such as fresh herring, tuna, mackerel, salmon and sardines, are well established throughout the country.

ama burada somon köpek balıkları üzerlerindeki metre seviye çözünürlüğüyle okyanusta gidiyorlar, sıcak renklerin olduğu yerde su ısısı daha yüksek.
but there goes salmon sharks with this meter-level resolution on an ocean of temperature -- warm colors are warmer.

sıcağa bakılırsa, fish and bar'daki somon fümeli tortilla, ahtapot ve fasulye salatası iyi bir seçim gibi göründü.
given the heat, a sample of smoked salmon tortilla, octopus and bean salad at the fish and bar stand turned out to be a good choice.

ve bu somon Şili' den geliyor, orada öldürülüyor ve buraya 5000 mil kadar uçuruluyorsa, atmosfere ne kadar karbon yayıyor?
and if that salmon's from chile, and it's killed down there and then flown 5,000 miles, whatever, dumping how much carbon into the atmosphere?

somon balıkları yumurtlama alanına akıntıya karşı yüzerek ulaşırlar, ve bu kurtlar da bir karıncanın içine girip beynini ele geçirirler ve bir arazi aracı gibi çimin tepesine sürerler.
salmon swim upstream to get to their spawning grounds, and lancet flukes commandeer a passing ant, crawl into its brain, and drive it up a blade of grass like an all-terrain vehicle.

bir somon gibi sürekli akıntının tersine savaşıyorsunuz, asla yeterli para yok, ihtiyaç çok. yani işimle ilgili depresif bir eğilim benim çalışma şartlarımda her zaman mevcut.
you're always fighting upstream like a salmon -- never enough money, too much need -- and so there is a tendency to have an occupational depression that accompanies my work.

ve chad cevapladı, "tabi. yani, var; somon gibi, böyle, yani sarılı, gibi. wasabi gibi, derisi var.
and chad says, "sure, like, we have this, like, salmon, that's, like, rolled in this, like, wasabi, like, crust.

bu cinse, alabalık ("salmo trutta") ve atlantik somonu ("salmo salar") gibi tüketiciler tarafından çok sevilen balık türleri aitdir.
"salmo is a genus of fish in the salmon family (salmonidae) that includes the familiar species atlantic salmon ("salmo salar") and brown trout ("salmo trutta").