Hai cercato la traduzione di sanki da Turco a Serbo

nar parçası sanki.
Šezdeset ima carica i osamdeset inoèa, i devojaka bez broja;

ekonomik bir hac sanki.
to je kao ekonomsko hodočašće.

sanki ülkenin kökünü kazımışlar.
zemlja je vaša pusta, gradovi vaši ognjem popaljeni; vaše njive jedu tudjini na vaše oèi, i pustoš je kao što opustošavaju tudjini.

sanki salmon dağına kar yağıyordu.
kad je svemoguæi rasipao careve na ovoj zemlji, ona se blistaše kao sneg na selmonu.

sanki benim oluyor bütün hazineler.
na putu otkrivenja tvojih radujem se kao za veliko bogatstvo.

sanki birileri hırvatistan'a bizim blöf yaptığımızı söylemiş.
neko je očigledno rekao hrvatskoj da mi blefiramo.

ancak kötü görünüşleri değişmedi. sanki bir şey yememiş gibi görünüyorlardı. sonra uyandım.
i kad im biše u trbuhu, ne poznavaše se da su im u trbuhu, nego opet behu onako ružne kao pre. u tom se probudih.

ancak şu anda sanki sırf ilişki olsun diye bir ilişki kuruluyormuş gibi bir tablo var."
u ovom trenutku se čini da je to prosto angažovanje radi angažovanja“.

başı, saçı ak yapağı gibi beyaz, kar gibi bembeyazdı. gözleri alev alev yanan ateşti sanki.
a glava njegova i kosa beše bela kao bela vuna, kao sneg; i oèi njegove kao plamen ognjeni;

bazı ülkeler bir hayal dünyası içinde, sanki avrupa'nın başka bir bölgesinde yaşıyormuş gibi davranmaktadır.
neke zemlje više vole da žive u svetu fantastike, u kome se prave da žive na nekom drugom kraju evrope.

bir kurtarma görevlisi reuters'e "otobüs sanki bir jiletle ikiye kesilmiş." dedi.
"kao da je neki brijač presekao autobus na pola," prenela je agencija rojters reči jednog od spasilaca.

sanki önceki hayatımda belgrad'da yaşamışım gibi garip bir hisse kapıldım; burda hiç kaybolmadım."
imao sam čudno osećanje da sam u nekom prošlom životu živeo u beogradu, ovde se nikada nisam izgubio“, kaže odbur.

serin bir mart sabahı futbol sahası uzunluğundaki kuyruklarda aylık sosyal yardımı bekleyen bu insanlardan biri olacak kadar talihsizseniz, size sanki tüm işssizler oradaymış gibi gelir.
ako niste imali sreće i jedna ste od tih osoba, koje su hladnog martovskog jutra stajale u redovima dužine fudbalskog terena čekajući isplatu mesečnih beneficija, onda znate da je izgledalo kao da su svi nezaposleni bili tu.

mladiç'in ise bunun yerine, sırp jandarmalarına sanki sosyal bir ziyerete gelmişler gibi peynir, salam ve şnaps ikram ettiği bildiriliyor.
umesto toga, mladić je navodno ponudio pripadnicima srpske žandarmerije sir, šunku i rakiju, kao da su došli u posetu.

sanki o büyük yugoslavya hiç var olmamış gibi geliyor. emin olduğum tek bir şey var: savaş olmak zorunda değildi," diyor.
siguran sam samo u jedno -- taj rat nije morao da se desi“, kaže nikola marković, 20-godišnji student iz beograda za setimes.

setimes: arnavutluk'un, kosova'ya sanki babasıymış gibi yaklaştığına ilişkin olarak bugüne kadar pek çok eleştiri ve haber yapıldı.
setimes: s vremena na vreme mogu se čuti pritužbe i pročitati pisanje medija o nekoj vrsti pokroviteljskog ponašanja albanije prema kosovu.

‹‹Şamın avana ve farpar ırmakları İsrailin bütün ırmaklarından daha iyi değil mi? oralarda yıkanıp paklanamaz mıydım sanki?›› sonra öfkeyle dönüp gitti.
nisu li avana i farfar vode u damasku bolje od svih voda izrailjskih? ne bih li se mogao u njima okupati i oèistiti? i okrenuvši se otide gnevan.

"başardı." diyen İsmailati diyerek şöyle devam ediyor: "sanki omuzlarımdan büyük bir yük kalkmış gibi rahatladım."
„uspela je“, rekla je ismailati. „osetila sam olakšanje, kao da sam ja skinula taj teret sa sopstvenih leđa.“

dört yaratığın ortasında sanki bir sesin şöyle dediğini işittim: ‹‹bir ölçek buğday bir dinara, üç ölçek arpa bir dinara. ama zeytinyağına, şaraba zarar verme!››
i èuh glas izmedju èetiri životinje gde govori: oka pšenice za groš, i tri oke jeèma za groš; a ulja i vina neæe biti.

"bence Şahin iyi iş çıkaracak çünkü kadin örgütlerimne çok yakın, sanki sivil toplumun içinden gelmiş biri gibi.” diyen acuner, bakanın daha önce töre cinayetleri ve çocuklara yönelik şiddetle ilgili bir araştırma komisyonuna başkanlık ettiğine işaret ediyor.
„verujem da će sahin dobro raditi zato što je bliska sa ženskim organizacijama; to je kao da dolazi iz civilnog društva“, kaže adžuner, ističući da je ministarka prethodno vodila komisiju koja je istraživala ubistva iz časti i nasilje nad decom.