検索ワード: فاستحضر (アラビア語 - トルコ語)

وتجلد هامان ودخل بيته وارسل فاستحضر احباءه وزرش زوجته
yine de kendini tuttu ve evine gitti. sonra dostlarını ve eşi zereşi çağırttı.

فاستحضر شاول الشعب وعدّه في طلايم مئتي الف راجل وعشرة آلاف رجل من يهوذا
bunun üzerine saul askerlerini toplayıp telaim kentinde saydı. İki yüz bin yaya askerin yanısıra yahudalılardan da on bin kişi vardı.

ثم بعد ايام جاء فيلكس مع دروسلا امرأته وهي يهودية فاستحضر بولس وسمع منه عن الايمان بالمسيح‎.
birkaç gün sonra feliks, yahudi olan karısı drusilla ile birlikte geldi, pavlusu çağırtarak mesih İsaya olan inancı konusunda onu dinledi.

وسمع الكلام الذي تكلم به داود واخبروا به امام شاول. فاستحضره.
davutun söylediklerini duyanlar saula ilettiler. saul onu çağırttı.