検索ワード: izgubio (クロアチア語 - トルコ語)

rumunjski lei izgubio četiri nule
romen leyinden dört sıfır atıldı

je li također izgubio kredibilitet?
peki güvenilirliğinden de bir şeyler kaybetmiş olabilir mi?

tada bi definitivno izgubio goste".
kesinlikle müşteri kaybeder."

izgubio ih je s malom razlikom od traiana basescua.
geoana seçimleri traian basescu'ya karşı az farkla kaybetmişti.

pakt za stabilnost je tijekom godina izgubio na političkom značaju.
yıllar içinde İstikrar paktı siyasi önemini kaybetti.

u četvrtom kolu izgubio je od ma lina iz kine (4-0).
kreanga dördüncü turda Çinli ma lin'e yenildi (4-0).

međutim, čini se da je izgubio nadzor nad velikim dijelovima zemlje.
ancak liderin ülkenin büyük kısmı üzerindeki kontrolü kaybettiği görülüyor.

dinar je od početka godine izgubio 4,27% svoje vrijednosti.
dinar, bu yılın başından beri %4,27 oranında değer kaybetti.

"mislim kako sam izgubio 5 kilograma tijekom utakmice skačući i vičući.
almanya'da yaşayan ve stadthalle'deki karşılaşmayı izlemek için viyana'ya giden bir hırvat olan franjo alajbeg, "maç sırasında zıplayıp tezahürat yapmaktan herhalde 5 kilo vermişimdir.

shehtanski je pojasnio kako je okvirnim sporazumom makedonski narod djelomice izgubio svoj suverenitet.
shehtanski, Çerçeve anlaşmasıyla, makedon halkının egemenliğini kısmen kaybettiğini ileri sürdü.

"probili smo sve rokove i svijet je izgubio strpljenje", istaknuo je.
labus, "verilen bütün süreleri tükettik ve dünyanın sabrı kalmadı," dedi.

američki veleposlanik za pitanja ratnih zločina izjavio je kako je washington izgubio povjerenje u beograd.
abd'nin savaş suçlarıyla ilgili büyükelçisi, washington'un belgrad'a olan güvenini kaybettiğini söyledi.

ivanišević, koji je taj meč izgubio, još ranije je priopćio kako će mu to biti posljednji turnir.
maçı kaybeden ivaniseviç, turnuvanın katılacağı son turnuva olacağını önceden söylemişti.

godine 1990. brutalno je pretučen, te je izgubio oko u etničkim sukobima nakon svrgavanja ceausescua.
1990 yılında, Çavuşesku'nun iktidardan inmesinden kısa bir süre sonra feci şekilde dövülmüş ve bir gözünü kaybetmişti.

jedan od preživjelih, qamil shehu, izgubio je dvojicu sinova, tri brata i sedam nećaka.
kurtulanlardan biri olan kamil Şehu, iki oğlunu, üç kardeşini ve yedi yeğenini kaybetmiş.

s obzirom na težinu stanja u grčkoj, ne želim govorim o tome tko je u ovom procesu pobijedio, a tko izgubio.
yunanistan'ın geçirdiği bu zor zamanlar yüzünden, süreçte kimin kazanıp kimin kaybettiği konusunda yorum yapmak istemiyorum.

festival je također izgubio svoj međunarodni karakter, s obzirom da je nastupio samo jedan inozemni glazbenik, violinist iz turske.
festival, sadece tek bir yabancı müzisyenin, türkiye'den bir kemancının çalması nedeniyle uluslararası statüsünü de kaybetti.

kad su se vratili, samir im je rekao loše vijesti. izgubio je posao, razbio obiteljski auto i zaljubio se u srpkinju.
dönüşlerinde ise onları hiç de iyi haberler beklemiyormuş, zira oğulları samir’i işten çıkarılmış, aile arabası ile kaza yapmış ve bir sırp’a aşık olarak bulmuşlar.

iako nikolić nije uspio ostvariti svoj cilj, on tvrdi kako nije izgubio ništa u političkoj borbi osim "nekoliko kilograma".
nikoliç amacına ulaşamasa da, bu eylem sonucunda "birkaç kilo" hariç siyasi mücadelesinden hiçbir şey kaybetmediğini söyledi.

imao sam neki čudan osjećaj da sam u prošlom životu živio u beogradu - tu se nikad nisam izgubio", rekao je haudbourg.
sanki önceki hayatımda belgrad'da yaşamışım gibi garip bir hisse kapıldım; burda hiç kaybolmadım."