検索ワード: stvar (クロアチア語 - トルコ語)

stvar
şey

za mene to nije mala stvar.
bence bu hiç de azımsanacak bir şey değil.

festival je sjajna stvar za grad.
festival, kent açısından harika bir şey.

"ova presuda vrlo je dobra stvar.
srebrenica anneleri derneğinden sabaheta feyziç afp'ye verdiği demeçte, "karar çok iyi oldu.

prva stvar koja se zamjećuje je arhitektura.
burada dikkati çeken ilk şey mimari.

teorija i praksa demokracije nisu ista stvar.
kitaplarda yazan demokrasiyle gerçek demokrasi birbirinden farklıdır.

relja: droga nije neka stvar, prašak.
relja: uyuşturucu alelade bir şey, bir toz değildir.

zasad, takva stvar ne postoji u hdz-u.
Şimdilik, hdz'de böyle bir şey mevcut değil.

"ne mislim da je cenzuriranje publikacija dobra stvar.
"yayınların sansürlenmesinin iyi bir şey olduğunu düşünmüyorum.

također je pozvao tužitelje da žurno istraže tu stvar.
başbakan ayrıca savcılığı meseleyi aktif şekilde soruşturmaya da çağırmıştı.

cadikovski: kultura je jedina stvar koja nas može zbližiti.
cadikovski: kültür, bizi bir araya getirebilecek tek şeydir.

ministarstvo prosvjete ostaje čvrsto uvjereno kako čini pravu stvar.
eğitim bakanlığı, doğru şeyi yaptığına dair inancında kararlılığını sürdürüyor.

kqiku je svjestan toga, a cijela ga stvar dodatno ljuti.
kqiku da bunun farkında ve işin bu boyutu onu daha da öfkelendiriyor.

eulex je potvrdio da je prikupljanje poreza stvar za lokalne vlasti.
eulex, vergi tahsilatının yerel makamların meselesi olduğunu doğruladı.

"mnogi nisu u pravu kada misle da je stvar u raseljavanju roma.
setimes'a konuşan mitroviç, "pek çok kişi, asıl konunun romanların yerlerinden edilmesi olduğunu sanarak yanılıyor.

jedina stvar koju grci vole više od pušenja jest ignoriranje zakona protiv pušenja.
yunanlıların sigaradan daha çok sevdiği tek şey, ona karşı konan yasaları görmezden gelmek.

"još jednom se pokazalo kako je ustroj proeuropske vlade bila prava stvar.
markoviç, "bir kez daha, avrupa yanlısı bir hükümet kurulmasının en doğru şey olduğu kanıtlandı.

kada biste mogli promijeniti jednu stvar u makedonskim medijima, što bi to bilo?
makedon medyasında tek bir şeyi değiştirebilecek olsanız, bu ne olurdu?

"kada sam postao znatiželjan u vezi s brojkama, cijela stvar je postala čudna.
setimes'a konuşan logethetis, "rakamlar hakkında meraklanmaya başladığımda her şey garipleşmeye başladı.

popovski: ovo je pitanje stvar bilateralnog sporazuma između sjedinjenih američkih država i makedonije.
popovski: bu soru, abd ile makedonya arasında gerçekleşebilecek iki taraflı bir anlaşmayla ilgili.